PKK’deki yoldaşlık kavramı kadın erkek ilişkilerine de yeni bir bakış açısı, yeni bir anlayış kazandırıyor. Sistemin kadını köle gören zihniyeti yerine kadınla özgür yoldaşlık ilkesi benimseniyor.

En önemli yanı ise PKK’de açığa çıkan bu bakış açısının kadını özgür bir irade haline getirmesidir. Yaşamın öncü dinamikleri kadın temelinde harekete geçirilmektedir. Bu anlamda PKK bir kadın partisidir. Tarzda, üslupta, yaşamda, düşünce ve duyguda kadın bakış açımız sürekli olarak sorgulanır ve özgür yaşam ilkeleri doğrultusunda yeni bir kadın erkek ilişkisine doğru yol alırız. 

Evet Pîro yoldaş, senin kadın, erkek demeden öğretici olman nice yoldaşı tozlu patikalara yolcu etti ve yürüttü. Seni anlatmaya bu defterin yetmeyeceğini biliyorum. Bu nedenle de senin yoldaşlığını yüreğimde taşıyarak içimde düşmana kin, nefret ve öfkeye dönüştüreceğim. Büyük bir intikam hırsıyla düşmanın üzerine gidecek ve seni bizden almasının bedelini omzumda taşıdığım silahımdaki mermileri patlatarak ödeteceğim. Sana söz olsun, yoldaşlık sözü olsun.

Önderliğim’e

Nasıl bir sevdadır bu size olan, nasıl bir heyecan, nasıl bir bağlılık sonu olmayan, hiç görmediğimiz halde sizi sizden öğrenerek ölümüne aşkla savaşmak. Bilge güneşim size özlemlerimiz bizi bu dağlarda mücadeleye yolcu ediyor. Her gün size kavuşma hasretiyle yaşamak sizin de dediğiniz gibi zafere umutla yürümek ve umudun zaferden daha değerli olduğuna şahitlik etmek bizi büyük, güçlü, direngen kılıyor. Bir yol mudur beni hep sizinle buluşturan yoksa gerçek bir bağlılık mı beni bağladı yaşamınıza bilemiyorum. Ama sizi görmeden, sizinle yaşamadan size büyük bir aşk ile bağlıyım Önderim.

Başkanım bize direnmeyi, yürüyebilmeyi, gerçek yaşamın hakikati görmeyi öğrettiniz. Suan Zagroslar’ın asiliğiyle yüksek dağlarında yazı yazmak sizden bahsetmek ve bahsederken de rüzgarda dans eden helizleri izlemek beni bu dağlara bir kez daha bağladı. Bazen uzaktan bakınca bu dağlara, insan buralarda nasıl yaşar diyesim geliyor. O kadar asi ve zorluklarla dolu görünüyor ki birilerinin gelip buralarda bir yaşamı kurmasına akıl ermiyor. Ama biz gerilla ve binlerce yıldır halkımız bu dağlarda yaşamayı başarmış. Başkanım en büyük hayalim sizin gibi yüce bir insanın resmini bu Cilo dağlarının yüceliklerine resmetmektir. Kanım odur ki yüceliğe yakışan en güzel şey yine bir yüceliktir.

Sizi okumaktan, sizin yolunuza yolcu olmaktan, engin patikalarınızda yürümekten asla vazgeçmeyeceğim. Sizin önderliğini ettiğiniz davaya katılmak, özgürlüğe koşmak çok güzel. Nefesim kesilene kadar koşacağım bu özgür dağlarda. Size söz olsun hakikatinize ulaşacağım. Sonsuz sevgi ve saygılarımı sunarım başkanım…

Cîlo’dan Ayrılmak

Bazen bir su damlasıydık kocaman denizde. Bazen bitmeyen yolların yolcusu. Bazen bir ağacın altında sıcacık sohbetlerimizle bir yoldaşın engin yüreğindeki yoldaş. Kocaman dağlarda, uçsuz bucaksız vadilerde milyonlarla yaşardık. Özlediğimiz yoldaşlardan bahsederdik kimisi uzak diyarlarda, kimisi yıldızlaşmıştır daha genç yaşında.

Ey gidi dağlar ey

Var mıdır seni tek solukta geçmeyi becerebilen

Var mıdır senin asi duruşunun karşısında hürmet etmeden yürüyebilen…

Cilom!

Şehitlerin,

Gerilla çığlığının, yoldaş bağlılığının,

Aşkın, tutkunun, intikamın mekanısın. Seni unutmak mı asla, seni dillendirmek mi mümkün değil. Topraklarında verilen şehitleri anmamak, düşünülemez. Varlığın, heybetin, asiliğin, enginliklerinde umutla savaşım, derin vadilerinde yoldaşlığa tutkuyla bağlanışım ve hiç sönmeyen dolunayda ard arda yürüyüşümüz… Sen aşkların, aşıkların mekanısın.

Ey Cîlom ve şimdi zaman senden ayrılmayı gerekli görüyor.

Ayrılık kapıda sabırsız bir kış güneşi gibi bekliyor beni. Her an beni alıp götürebilir ve senden ayırabilir. Gitmeliyim artık. Ama buna üzülmüyorum. Seni çok özleyeceğim, arkamda bıraktığım yoldaşlarımın hasreti hep yüreğimi dağlayacak ama yine de ben bir gerillayım. Ve biz gerillalar için saniyeler bile belirsizliğe asılıdır. Her an her yerde ve her zamanda olabiliriz. Bizi gerilla yapan da budur. Hiçbir zamana ve mekâna ait olmamak ama tüm zaman ve mekan uzamlarında var olmak…

Üç buçuk yıldan sonra Cîlo’dan ayrıldım. Evet Cîlom sende yoldaşlığın sıcaklığını hissettim. Senin patikalarında yürüyen yoldaşlarımdan yoldaşlığı öğrendim. Senin asiliğin, zorlukların beni olgunlaştırdı, yoldaş bağlılığın beni ben yaptı. Sen ki Tolhildan ve Pîroların meskeni, sen ki Şahan ve Şiyarlar’ın gülüşüsün. Ne seni ne de bu yoldaşları yüreğimden ayırmayacağım. Biliyorum bu fiziksel bir ayrılıktır ve biz ruhta hep beraber olacağız.

Sevgili anneme

Evet, uzun zamandır sana yazmamıştım güzel annem… Öyle anlar vardır ki kilitlenir insan bir an olsun görmek sarılmak ister kaybettikleri yüce yoldaşlarına. Bende biliyorum hiçbir şey onları geri getirmeyecek bu yüzden onlarla yaşadığım her anı anmadığım günüm yok. Öyle çok değerli insanlar var ki annem insan bu kişilikler karşısında bazen onlar insansa ben neyim acaba diyebiliyor.

Evet değerli yüreğimin çığlığı canım annem. Senin bu yoldaşlarımı tanımanı çok isterdim ki bazen yaşamda senden bahsettiğimde nice yoldaşlarım böyle bir anneyi tanımak istediklerini dile getirirlerdi. Şu an kızın Roza bu yoldaşları tanıdığı için öyle şanslı ki anlatamaz.

Annem, yüreğim biliyorum. Yüreğin her ne kadar evlat acısıyla yansa da anlam verip gurur duyduğunu biliyorum. Özlersin biliyorum çünkü bende çok özlüyorum. Senin için, analarımız için, genç yaşında katledilen kardeşlerim için, babalar için, çocuklar için, özgür bir ülke için bu görevime sarılmak benim için en yüce olan Önderim, başkanım, yüce güneşimiz için mücadele etmek gerekliliğinin farkına varıp da geldim. Ne kadar yazarsam yazayım hiçbir kalem ve defter içimdekileri yansıtamamıştır. Ama özlemim beni mücadeleye sürüklediği gibi senin de özleminin düşmana karşı kin ve nefrete dönüştüğünü hissetmek beni varlığına yaklaştırıyor. Nasip olur da bir gün seni görürsem içimde kalan sarılma özlemiyle sana sıkıca sarılıp, tombul yanaklarından öpmek isterim. Biliyorum 5 yıl oldu bir haber yollamadım hala merak da ediyorsun ama gerilla işte bir anda çıkar imkân. Sana sonsuz sevgi ve selamlarımı yolluyorum. Seni çok özleyip de sevdiğimi ve asla bu sevgiye son vermeyeceğimi bilmeni isterim meleğim. Kızın Roza Botan…

 

Sessizliğimin çığlığı,

Göz yaşlarımın kininden ibaret.

Özgürlüğe susamışlığım,

 İki nehrin arasındaki ülkenin kurak halinden ibaret.

Kurşunlara dizilse de bu beden,

Yine ve yine mücadele edecek,

Kan dökecek,

İntikam alacak.

Evvela özgür güneşimize varana dek

Anne çığlıkları son bulana dek

Çocuklar özgür yaşayana dek

Ey ülkemin yalnız çocuğu,

Ey halkımın sessiz çığlığı,

Ey özgürlük için savaşan savaşçı,

Sana sunulan cennet bir ülke,

Ve sana sunulan bilge bir güneş,

Bu yolda can veren yiğit evlatlar,

Pîrolar, Semalar, Tolhıldanlar, Şiyarlar, Andoklar, Delaller, Azêler, Helînler

Sizin intikamınızı almak için maratona koşan yürekler

Özgürlüğe ulaşmak için özlemle dolan yürekler

Ey göz yaşımı kine çeviren öfkeli ana

Ey daha doğmadan katledilen minik serçe

Ey etrafı hainlerle dolu ama direnen güzel ülkem

Ben Rozayım

Ve intikam almaya yürüyorum