Gerilla, yaşamda ısrarın yoludur
İnsanın kendini ikna etme gücü onu adım atmada cesaretli kılacaktır. Bu cesaret onu anlamla buluşturacaktır. Anlam ona güç verecektir. Bu güç onu değişime yöneltecektir.
Ve kabul etmek, üstüne gitmek-ki bu amaçların içindir-acı başlangıçlar olsa da zafer getiren bir sonsuzluk olacaktır. Ve biz sonsuz yolun yolcuları her şeye inat yaşamda ısrarın iradesini göstererek adım adım Kürdistan’ın her yerine özgürlük tohumlarını serptik. Şengal’de Êzîdi kadınların umudu, Kobanê’li annelerin gözyaşlarını biraz da olsa dindiren ve ülkemin masum çocuklarına özgür hayalleri miras bırakan Önderliğin fedaileri, yılmayacaklarını dost düşman herkese gösterdi. Düşman her ne yaptıysa ve yapacaksa da, bizi köklerimizden koparmaya çalışsa da biz daha annemizin kucağındayken bize yani halkımıza mubah görülenleri yaşayarak öğrendik. Çocuk yaşta başlayan sorgulamalarımın temelinde de düşmanın saldırılarına tanık olma ve buna karşı bir şeyler yapma vardı. Böylece bende olduğu gibi her bir Kürt gencinde de arayışlar gelişir ve sonucunda gerilla mücadelesi çözümün merkezi olarak Kürdistan dağlarının tüm güzellikleriyle buluşturur bizleri.
Kürdistan’ın her bir karış toprağında halkımız bedel vererek varlığını koruyabilmiştir. Taybet ana bunlardan bir tanesi ve hiç unutulmayacak. Bugün 21 Aralık 2016. İki gündür cansız bedeni Cudi mahallesinde kalan Taybet annenin unutulmadığını söyleyerek başlamak isterim yazıma. Kürt halkı daha ne acılar yaşayacak, yetmez mi diyor insan Taybet ananın o görüntüsünü hatırladıkça. Benim aklıma Halepçe, Roboskî ve Dêrsîm kadınları geliyor. Tarihte Kürtlere ve insanlığın kaynağı olan diğer halklara böylesi ölümler reva görülür. Mazlum Doğan’ın söylediği; ‘Unutmak ihanettir’ sözü bütün anlamıyla bugünde yaşam buluyor. Unutulmamalı yaşananlar. Unutursan yaşamın, yaşamanın sebebi kalmaz. Kürt halkının mücadele savaşçıları olmakta bunu gerektirir. Çünkü unutursan intikam duygun gelişmez. İntikam duygun olmadığında da pasifleşirsin. Pasifizm yenilgiyi, yenilgili duruşu getirir ki bu asla kabul görmez PKK içinde. Önderliğin bir sözü vardır. ‘Beni ayakta tutan halkın talepleri ve düşmana olan öfkemdir’ der. Bizde Önderliğin militanları olarak halkımıza annelerimize küçük yürekli bedenlere yapılanlara hesap soracağız. Bu hesabı sormak için hazırlanan bir akademi gücü olarak diyiyoruz ki ‘İntikam’ Sonuç itibariyle hakikatinin PKK özgürlük hareketinde dile gelmesi tesadüf değildir. Yaşamın ve mücadelenin doğal öğretmenliğini yapan özgürlük hareketi gereken yolu öğretmiştir. Bize kalan bu yolu asıl hedefine ulaştırmaktır. Demir, ateş ve suyla birleşerek içinde yüksek ahlaki bilinci olan özgür insan iradesini ortaya koymak ve yürütmektir. Kendin olmanın yanında benliğini yaratmak ve yaşatmaktır. Yani Apocu kişiliğe ulaşmaktır. Apocular, ateşin ve güneşin topraklarında Zerdeştin arkasından yürüyen çocuklardır, savaşın çocuklarıydılar. Onları bir daha görmesekde yıldızlar ışığında kollarımızı ufuklar gibi açıp sarılamasak da yüreğimizin en geniş okyanusunun en geniş denizinde kalacaklardır. Onlar, yüreğinde büyük sevgiler barındıran, kahramanlık yaratan Zeryanların, Zerdeştlerin ve Bêrîvanların bıraktıkları kutsal hakikattir, ruh özgürlükleridir.
Sevdanın Doruğuna Ulaşmak
Hissetmektir Kürdistanı, sevdanın doruğuna ulaşmak. Delice ve yılmaksızın yürümektir zifiri karanlıkta düşman üzerine. Bazen acı ve emekle taht kurmaktır yoldaşlarının yüreğinde. Bazen de anlamak ve yoldaş olmaktır yüce yiğitliklere tanık olmuş dağlara. Yüreğim Kürdistan’ın kızıl güneşinin sıcaklığıyla dövülmüş çelik gibidir. Gerillanın namlusundan gerillacılığın kalbine ilerleyen merminin öfkeli ısrarıdır. Bazen asi ve çetin rüzgarların heybetli esintisidir. Bazen de özgürlük kavgasında yankılanan savaş zılgıtıdır sevdanın doruğuna ulaşmak.
Önderliğin belirttiği ‘Devrimi yaratmadan önce devrimcinin yaratılması’ belirlemesinden yola çıkarak Kürdistan gerçekliğinde devrimi yaratmanın devrimci kişiliği yaratmakla olan bağlantısı güçlüdür. Devrimci kişiliğin kazanılması ve oluşumunda engel olan yanları aşma ve dönem ruhuna daha etkili cevap olmada eğitimi temel güç olarak görüyorum. Anlamak uygulamaktır. Bu uygulama esnasında kullandığın yöntem anladığınla bağlantılı zihin şekillenmesini yansıttığını söyleyebilirim.
Hakikat rejiminde Fuat arkadaşı dinlerken yaşamın anlamı, yaşama yüklediğin anlam ve his bunun bir bütünen savunduğun savaşın dava ile bağı üzerine düşünceler seni sorguya çekiyor. Çok şey bilir, anlar, görür ve yaşarız diye kendimizi kandırır avuturuz. Ne kadar anlıyorsan o kadar yaşıyor ya da nasıl anlıyorsan öyle yaşıyorsundur. Ne kadar farkındaysan o kadar özgürsündür. Anlama, algılama durumu yaşama yansıdığı oranda ifadesini bulur. İstiyorum, düşünüyorum ya da niyetim vardan çok, yaptım, eylemselleştirdim kavramları daha anlamlıdır. Düşündüğümü yapıyorsam ben benim diyebilirim. Tabi eylemselleştirme PKK ölçülerine göre olmalıdır. Kapitalist sistemin ana damarı bireyciliğin bize aşıladığı o müthiş kendi etrafında dönme, kendini herşeyin merkezine koyma ölçülere zarar verebiliyor. Duyguların merkezine başkalarını koymayıp kendimizi koyduğumuzda bireycilik ideolojisi yerini almıştır diyebiliriz. Bu da savunduğun fikirden, halktan kopuşu uzaklaşmayı kendisiyle getirir. Duygularımızın merkezinde başkalarının oluşu ahlaki bir duruşu da ifade eder. Bu ahlak PKK ahlakıdır. Özdür, hakikattir. Ben ne olacağım diye kendini düşünmenin devreye girdiği anlarda hakikatten uzaklaşma yaşanır. Hakikatten uzaklaşma boşlukları oluşturur. Emek ve ahlak bu duruşu kabul etmez. Hakikat dillenir. Aslında hakikatten kopuş hiçbirşey pozisyonuna girmektir. Hiçbir şeylik kişi için anlamsızlaştığı an da gerçek anlam yoluna girilecektir. Bir yaşamın anlamsız olduğunun farkına varılması anlamlı yaşam arayışına sürükler. İşte bu hakikat arayışıdır, özüdür, aslında yaşamın kendisidir. Bu yaşam arayışında binlerce öncü kahraman şehitlerimiz bir halkın onurunu koruma, özgürlüğüne ulaşma savaşında tarih yazdılar. Kürdistan’ın dört bir yanında gerilla savaşıyla halkımız düşmana başkaldırdı, katliamlar karşısında yeri geldi gerillanın yanında mevziye girdi ve başkaldırdı. Bu bir özgürlük haykırışıdır. Kobanê savaşında tüm saldırılar karşısında Kürt halkının ve çocuklarının yılmayan iradesine şahit oldu tüm dünya. Bugün Kobanê’nin var oluş günü. Bugün yeniden bir daha bütün görkemiyle doğuşu. İradenin fedai ruhun ispatı. Emeğin, sahiplenişin dillenişi. İnsanlığın kurtuluşudur aslında. Hakikatin ifadesidir. Kendini unutanların, uzaklaşanların buluştuğu ve tarihin derinliklerinde olan hakikatin çıkışıdır. Yüreklerin hep birlikte aynı anda çarptığı yerdir. Olmak istediğin ve olduğun yerdir.
Evet eğer ki bir kurtuluştan söz edilecekse kurtulan insanlık değeri ve varlığıdır. Zozan’ın zılgıtlarla yürüyüşüdür bugün. Sadece birgün değil bu bir tarihtir. Dılgeşin inancı, Şoreşin hayalidir. Gelhatların heybetidir. Axînlerin özgürlüğü, güzelliği ve asiliğidir. Ve daha nice kahramanların bize bıraktığı direniş mirasıdır. Eli havaya açılan annelerin, tel örgüleri tutan minik ellerin buluşmasıdır. Miştenur’un Ağrıyla Sîpanla bir oluşudur. Savaşanların, güzelleşenlerin sevilenlerin mekanıdır. Düşmanın bitişi, yeni yaşamların başlangıcıdır. Tarihin dillenmesidir. Bu kurtuluşu anlamak, görmek, hissetmek. Bu mirası koruma, ona sahip çıkma ve layık olma güçlü bir duruşla olacaktır. Bu kurtuluş bizim bir daha ve yeniden doğuşumuzdur.
Kalbin hızlı çarpıyorsa
Ruhun bedenini bırakıyorsa
Gözlerin doluyor ve de yutkunuyorsan
Sözlerin dizilmekte zorlanıyorsa
Bağırışların sessizse
Yine bunlara rağmen ayakta isen
Bil ki amacının büyüklüğündendir.
Peki ya bu kan kokusu da ne, beraberinde toprak kokusu
Bedenim neden bu kadar ağır.
Bu hissettiğim duygunun adı nedir.
Gördüğüm tek yer gökyüzü, aslında gördüğüm çok şey var.
Kalkmıyor bedenim beni bombardımanlara tutanlara inat.
Ruhum asi, hırçın. Ruhum gezgin ve özgür. Ben Roboskî’de bombalanan bir gencim.
Ben yarın bir gün Surda, Nusaybin’de, Cizre’de, Mezopotamya da yakılacak olan bir gencim de.
Ben beni yok edenlere inat savaşanların amacı ve nedeniyim.
Ben bir tarih ben bir yaşamım.
Işıklı yolun yolcusuyum
Yüreğim avuçlarımda bu gece, adını bilmediğim bir türkü dilimde
Kollarını açmış tanıdık, tanımadıklarım
Ve ben şimdi en sevdiklerimleyim.


