Toplumsallığın gelişmesi için eşitlik önemli, eşitlik özgürlük kapsamında önemli bir yere sahiptir, eşitlik olmasa özgürlük gelişemez. Eşitlik genelde kaba olarak ele alınıyor. Bana nasıl davranıyorsa, ona da öyle davranması gerek, gibi ele alınıyor. Biz bu ele alış tarzını benimsemiyoruz. Önderlik eşitliği böyle ele alanları firavun özgürlüğünü yaşayanlar olarak tanımlıyor. Hareketimiz kaba eşitliği benimsemiyor. Eşitliği özgünlük boyutunda ele alıyor. Örgüt içinde; ‘’Erkeklere ne geçerliyse bizim için de geçerlidir ya da erkeklerin ne hakları varsa bizim de olunmalı’’ tarzıyla yaklaşsaydık, özgürlük boyutunda gelişmeler yaşanmazdı. Önder Apo kadın arkadaşların özgünlüğünü farklı ele aldı. Ve bu ele alışla farklı bir eşitlik ortaya çıktı. Önderlik buna; pozitif ayrımcılık, dedi. Özgürlük eşitliği kapsıyor ama eşitlik özgürlüğü kapsayamaz. Özgürlük eşitlikten daha geniş bir kavramdır. Özgürlük yolunda eşitlik bir basamaktır. Özgürlüğe giden yolda diğer basamak ise ahlaktır. Önderlik ahlakı özgürlükte var oluş olarak görüyor. Özgürlük ahlak ilkelerinde anlamını buluyor. Toplumun sorunlarını çözebilecek olan ahlaktır. İyi bir ahlak, derin bir ahlak kültüründe toplum daha sağlam bir şekilde kendi ayaklarının üzerine durur. Bir toplumda çok sorun varsa burada ahlak boyutunda sorun vardır demektir. Kapitalist sistem en çok toplumun ahlakına saldırıyor. Kapitalizmin en büyük amaçlarından biri de toplumda ahlakı zayıflatıp, toplumu düşürmektir. Bir toplumda ahlak varsa kapitalist sistem bir dakika bile orada sistemini sürdüremez. Ahlakın bittiği yerde, kölelik başlar. Önder Apo, ahlak için; ‘’Toplumun kolektif vicdanıdır’’, diyor. Evet, ahlak toplumsallığın özüyle kendini ayakta tutmasını sağlar. Bir insan vicdansız ve ilkesiz olursa özgürlüğe olan yaklaşımları da bireyci ve sadece kendi istekleri doğrultusunda olur. Ahlak kaba düz bir çizgide ve eksik noktalarda değerlendiriliyor. Ahlaksızlık sadece hırsızlıkla, yalanla ele alınamaz. İnsani özelliklerden uzak biri ahlaksızdır, örnek vermek gerekirse kendi üzerinde baskıyı saygısızlığı kabul etmeyip, başkaları üzerine kabul etmek en büyük ahlaksızlıktır. İyi yapmak, iyi düşünmek de ahlakı akla getirir. Ahlak genelde iyi olarak ele alınır, ama neye göre iyi? Bunun üzerine çok düşünmeliyiz. İyilik adı altında bazen kötülük yapıyoruz, yardım adı altında bazen yanımızdaki insanları iradesizleştiriyoruz. Bazen bilinçsiz bir şekilde iyiliği kendi istediğimiz yöne çeviriyoruz. İnsan kendini bir toplumda faydalı görürse o zaman ruhunda özgürlüğü yaşıyordur. İnsan bir şeyler yaptığını gördüğünde özgürlüğe daha çok bağlanıyor. Ahlakın red kabul ölçülerinde muğlaklık olmaması gerek bu konuda bireyci davranılmamalıdır. Her yerde ahlak var, askeri, ideolojik, siyasi vb her şeyin ahlakı var. Aslında ahlakın ölçüleri var, bu ölçülere göre hareket edilmese toplum yozlaşmaya doğru gider. Politika ve Özgürlük Özgürlük toplumsaldır, bu yüzden politika şarttır. Toplum kendini nasıl örgütleyecek, nasıl yürütecek olgusu politikayla oluşturuluyor. Politika toplumun pratik hafızasıdır. Toplumun ortak aklıdır. Politika özgürlüğün başlangıcıdır. Politika kendini yönetme sanatıdır. İnsan ne kadar kendini yürütebilse o kadar özgürdür. Bu yüzden özgür olabilmek için politik olmalıyız. Politik olursak bazı kararları alabiliriz, sürekli başkalarında yardım istemek insanı zayıflatır. Önderlik politika için şöyle diyor; ‘‘Politika insan özgürleştirir.’’ Politiklik uyanıklıktır, ön görü sanatıdır. Yaptığın işin ilerde neye yaracağını bilirsin, yani öz sezgisi güçlüdür. Politik olmayan insan bireylere teslim olup, kendi gözüyle dünyaya bakmaz. Hep başkalarının ne düşündüğünü düşünür ve başkaları tarafından manipüle edilir. Politika ahlakı takip ediyor. Politika ahlakın yöntemi oluyor. Ahlak hakikatse politika da yöntemidir. Uygulayandır. Bilinç İnsan bilmediği bir şeyin kölesi olur. İnsan ne kadar bilinçlenirse o kadar özgürlüğe yakınlaşır, gerçeklik bizde uyandığında o kadar özgürleşiriz. Bir insanda ne kadar ideolojik bilinç varsa o kadar büyük yaşar. Önderlik bilinçsizlik köleliktir diyor. Askeri, ideolojik siyasi boyuta bilinçlerimiz hep yarım yamalak ve kendimizi de bu şekilde yeterli görüyoruz. Bilinçlenmek için kendimizi sürekli eğitmeliyiz. Önce kendimizi bilmeliyiz. Niçin savaşıyoruz, kimiz sorularına cevap bulmalıyız. Kendini tanımak, hangi konuda güçlü hangi konuda zayıfsın farkına varıp üzerine gitmek önemlidir. Tarihinle ve misyonunla kendini tanımalısın. Kendini tanıyan bilinçli bir insan etkilidir. Kendini tanımak, evrensel güce ulaşmaktır. Kadın olarak ne kadar kendimizi tanıyoruz, misyonlarımızın farkında mıyız sorularını kendimize sormalıyız. Özgürlük yolunda en büyük çetin savaş kendini tanımaktır. Bilinçli insan erdemli güçlü insandır. Kendini tanımak boyutunda analitik zekâ ve duygusal zekasını eşit bir boyutta çalışması gerekir. Duygularımıza anlamlı bir yön vermeliyiz. Büyük duygular önemlidir. Bilinçle ilgili anlam konusu var. Anlam da önemli bir konudur. İnsan ne kadar anlarsa o kadar özgürdür. İnsan ne kadar anlamdan uzaklaşırsa gerçeklikten o kadar uzak olur. Anlam verdiğimiz zaman enerjimiz yükselir. Küçük bir tartışmada bile insan anlam bulmalı, anlam verdikçe özgürlük gelişir. Güzelliğin, yaratıcılığın, bilincin vb. konuların anlamını bilirsek o zaman özgürlüğe yakınlaşırız. Anlam vermek için biraz çelişki de yaşamalıyız. Özgürlük yolunda özgür bir insan her şeyi sorar ve çelişki yaşar. Önderlik küçük yaşta her şeyi sormuştur. Ve o zaman ilk çelişkileri başlamıştır. Bu çelişkiler Önderliğin sıradan yaşamasına izin vermemiştir. Çelişkilerin olduğu anda kaoslar başlar. Özgürlük anları kaos dönemlerinde yaşanıyor, kaoslara doğu müdahale edersen özgürlüğü anı anına yakalarsın. İnsan özgürce her yerde çelişkilerini paylaşmalı, içine atmamalı, çelişki olacak ama bu çelişkilere yol açmalıyız. Çelişkilerle sürekli bir kaos içinde olursak boğuluruz. Çelişkilerden kurtulmak için esnek düşünmeliyiz, dogma kalıplarından uzak durmalıyız. Kapılarımızı açmalıyız. Zihnimizde putlaşma olursa olmaz. Özgürlük statik değildir. Akışkandır. Dogmatik olan insanlar özgürlüğe açık değildir. Ve sorunlara karşı çözümsüzdürler. Esnek olmayınca ‘tekrar’ oluşuyor, ‘tekrar’ da özgürlüğü öldürüp köleliğe sürüklüyor. ‘Tekrar’ yeni değişimleri görmememize izin vermiyor. Esnek insanlar her zaman renklidir. Özgür olmak istiyorsak biraz esnek olmalıyız. Esneklikte enerji var, enerji akışkandır. Akışkanlıkta özgürlüktür. Her insan da enerji var mühim olan bu enerjiyi ortaya çıkarmaktır. Özgür insan akışkandır ve etrafını da kendisiyle birlikte akıtır.
ÖZGÜRLEŞMENİN BASAMAKLARI
- Ayrıntılar
- Görüntüleme: 347


