Özgürlük kelimesi bütün insanlarda, tutku, heyecan ve büyük bir azim oluşturuyor. Özgürlük salt teorik olarak ele alınacak bir kavram değildir. Özgürlüğe hayal gibi bakılıyor, özgürlüğü sadece neolitik dönemde görüp ve eskiden olup bitmiş gibi bakılıyor bu anlayış yanlıştır. Özgürlüğün elinden ne kadar tutarsan ve ruhunda ne kadar hissedersen o kadar özgürsün. Özgürlüğü ruhunla bilinçli bir şekilde tamamlamalısın, özgürlük mekân, kişi ve zamana göre değişmiyor. Özgürlük sadece siyasi bir kavram değil, felsefi ve ideolojik bir bakıştır. Özgürlük ruh ve yaşamdır. Özgürlüğü doğru bilinçli bir şekilde ele almalıyız. Yaşam tarzımız ne kadar özgürse biz o kadar özgürüz, arayış olmalı özgürlüğe erişebilmek için büyük arayışlara girmeliyiz. Önder Apo sadece özgürlüğün tanımını yapmadı, özgürlüğün yaşamını oluşturdu, bize özgürlüğü hissettirdi. Ve nasıl niçin özgür olmamız gerektiğinin yolunu gösterdi. Özgürlüğün kapsamını genişletti sadece insana, zamana ait olmadığını, bütün evrene ait olduğunu dile getirdi. Evren zenginleştikçe özgürlükle bir oluyor. Önderliğin özgürlük üzerine derin değerlendirmeleri var. Önderlik özgürlüğü Amargi’den ele aldı.  Amargi nedir? Neolitik dönemde toplumsallık erkek-iktidar tarafından saldırıya uğradı ve daha sonraki dönemde toplum kendini yeniden oluşturmakta zorlandı. Ana toplumsallığına inananlar öne çıkıp büyük bedelleri göze alarak ‘Ana’ya dönüşün mücadelesini verdiler. Ve işte ‘Ana’ya dönüş Amargi’dir. A-MAR-Gİ, mar, anneden geliyor, yani kadından, insanlık o dönemde öze dönüşü özgürlüğü kadında buldu. İnsanlık köleliği, maddi manevi değerlere olan gaspı görünce Amargi dediler.  Onlarca din mezhep kullandıkları dile özgürlüğün bu anlamını taşımışlardır. İnsanlık Amargi’nin kutsallığında ve gerçekliğinde özgürlüğe yürümekten vazgeçmemiştir. Günümüz savaşların temelinde bu anaya dönüş mücadelesi vardır. İnsanlık ne zaman anaya dönüşü gerçekleştirirse özgürlüğe erişecek. Özgürlüğü sadece siyasal boyutta değerlendirirsek özgürlük hakikatine ulaşamayız. Öyle bir sistemle savaşıyoruz ki özgürlüğü kendilerince ele alıyorlar. Kendi bireysel çıkarları için kullanıyorlar. Erkek kadını hakimiyeti altına alarak; ‘Seni özgürleştireceğim’ diyor, iktidar toplumu köleliğe sürükleyerek özgürlükten bahsediyor. Özgürlük düşmanları, özgürlüğün anlamını bilerek boşaltarak toplumu ve kadını kendi rehinlerine çeviriyorlar. Arkadaşlar özgürlük hakkında soruya cevabı; Gulan Arkadaş; ’’Benim için özgürlük, zor ve korku uyandıran bir olayın üzerine gitmek ve zafer elde etmektir’’. Deniz Arkadaş; ‘’Özgürlük benim için hakikat ve doğanın özüne ulaşmaktır.’’ Faraşin Arkadaş;’’ Özgürlük başarıdır, her şeyde başarı, devrim yolunda başarıdır.’’ Delila Arkadaş;’’Özgürlük var oluştur ve hedefinde başarıya ulaşmaktir’’. Sılava Arkadaş;’’Özgürlük bizde başlıyor, büyük bir iradenin ortaya çıkışı özgürlüktür’’. Arkadaşların tanımı anlamlı, çekici ve güzeldi. Özgürlük Kürtçe’de Azadi ‘dir.  Aza’nın anlamı kendini yeniden yaratan, doğuran, dönüştürendir. Özgürlük ideolojik felsefik bir bakış istiyor. Azadi kelimesinden de anlayacağımız gibi doğuran, yaratan, üreten özgürdür. Özgürlükte  ‘ öz’ ise kendi benliği, iradesi, kendi kimliği var, özgürlüğün hem Kürtçe hem Türkçe anlamına baktığımızda kökeninde, var oluşunda kadının özü ve kutsallığı vardır. Özgürlüğün ölçüsü ve değeri vardır. Sistem özgürlüğün üzerinde oynayarak soyutlaştırdı. Ve sonra saptırdı. Sistem toplumu manevi özünden kopartarak özgürlükten uzaklaştırdı. Sistemde toplumun tercihleri geçersizdir, onun yerine sistemin tercihleri vardır. Özgürlük üzerine büyük bir algı operasyonu var. Sistem sahte özgür aşkı geliştirip, insanları mülkleştirdi. Birbirini yüceltmeyen duruş özgürlük değildir. Kapitalizm özgürlüğü kişiselleştirdi. Duyguların kölesi, alışkanlıklar ve isteklerin kölesi yaptı, bu anlayış özgürlük arayışından uzaktır. Özgürlüğün ilkeleri var. Gerçek özgürlük, kendini topluma adamaktır, sahte özgürlük ise bireyciliktir. Kapitalizmin bize sunduğu sahte özgürlüğün farkına varmalıyız. Bir insan kendi iradesiyle değil, birilerin gölgesinde yürüyorsa biz buna özgürlük diyemeyiz. Özgür kadın kim sorsak bütün arkadaşlar ‘Zilan’ diyecek. Özgürlük sadece ucuz bir söylem değil, büyük bir kararlılık ve arayıştır. Özgürlük büyük bir düzey istiyor, dağlarda olduğumuz için çok şanslıyız, özgürlük için büyük zeminler oluşmuş. Özgür kadın kimdir sorusuna cevaplarımız var. Özgürleşsek de olur, özgürleşmesek de olur anlayışı kapitalizmin sistem anlayışıdır. Yani özgürlüğün çizgisi net ve somuttur. Düşman bize köleliği dayatıyor bizim cevabımız da ya özgürlük ya özgürlüktür. Özgürlüğü istiyorsak ona göre hareket etmeliyiz. Yaşam coşkusu özgür insanın ölçülerinden biridir. Özgürlük savaşçıları olarak, an be an büyük bir arayış içinde olursak o zaman özgürlükle bir oluruz. Ruhumuzun bizimle olması gerek, ruhumuzu kimseye teslim etmemeliyiz. Sahte ve gerçek özgürlüğü iyi tanımlamak için özgürlük ile toplum arasındaki bağı çözmeliyiz. Önder Apo; ‘’Bireysel özgürlük negatiftir, toplumsal özgürlük pozitiftir’’ diyor. Bir toplumun özgürlüğü ne kadar önde olursa bireyi de o kadar özgürdür. Yani kendimizle çevremizi de özgürleştirmeliyiz.  Birey ne kadar özgürleşirse kendi özgürlüğüyle birlikte toplumu da özgürleştirmelidir. Birey, diğer insanların emeklerini ayaklar altına almayacak kadar özgürdür. Önder Apo’nun özgürlük hakkında bir değerlendirmesi var ve şöyle söylüyor; ‘’Eğer kendi özgürlüğünüz, yeni özgürlüklere kapı aralıyor ve başkalarının özgürlüğüne vesile oluyorsa anlamlı ve yaratıcı bir özgürlüktür. Ama böyle bir sonuç yaratmaktan çok sizi belirli sınırlara hapsediyor ve zaman içinde kanatlanmanızı engelleyen bir ağırlığa dönüşüyorsa bu özgürlük oluşturucu değil, tutsaklaştıran bir özgürlüktür. ‘’ ‘Bana özgürlük, sana yok’, anlayışı kendisiyle birlikte faşizmi doğuruyor. Türk devleti, ben özgür olayım, Kürtler olmasın, diyor, bu faşizmdir. Biz de sadece Kürt Halkı’nın özgürlüğünü isteseydik, şimdiye kadar elde etmiş olurduk. Ama biz özgürlüğü evrensel olarak ele alıyoruz. Arap, Ezidi, Süryani halklarımızın özgürlüğü için savaştık bu bir evrensel özgürlük anlayışıdır. Toplumsal kimliğimizi kazanmak istiyoruz.