Berfin Nurhak
Ortadoğu devrimine açılımı ve bunun oluşturduğu heyecanı, motivasyonu ve yoğunluğunu Kadın Özgürlük Hareketinin militanları olarak yaşıyoruz. Son yıllarda bu kapsamda yoğunlaşan kadın mücadelemiz içerisinde gördük ki; Demokratik Ekolojik-Kadın özgürlükçü paradigma ve bu bakış açısına dayanan Demokratik Sosyalizm ideolojisi, Kadın Kurtuluş İdeolojisi Ortadoğu halkları, kadınları için kurtuluşun ve özgürlüğün kaynağı olmakta ve buna önemli bir düzeyde yönelme görülmektedir.
Şu kesindir ki Ortadoğu halkları ve kadınlara açılımı, Devrimci Halk savaşını yaşadığımız zaman ve mekanda gerçekleştiriyoruz. Bu anlamda YJA star örgütlülüğümüz ve bu örgütlülüğümüzün dayandığı meşru savunma çizgisi Kürdistan ve Ortadoğu’da yaşayan kadınlara yaşam ışığı olmaktadır. Son on yıldır Ortadoğu’da savaş giderek daha da çok yoğunlaşmıştır. Bu yoğunlaşan savaş Ortadoğu’da yaşanan 3. Dünya savaşı olmaktadır. Bu savaşta halklar, kadınlar katledilmekte, esir alınıp, işkencelerden geçirilerek pazarlarda satılmakta ve benzeri sömürgeci, faşist uygulamalarla yaşamın her anı savaşa dönüşmüştür. Böylelikle halkların, kadınların yaşam tarzlarında olan demokratik kültür ve bu kültüre dayanan değerlere vahşice saldırılmaktadır. İşte bu noktada Kadın özgürlük mücadelesinin esas dayanağı ve gücü YJA star örgütlülüğü olmaktadır. Yine YJA star’ın çizgisi doğrultusunda ve YJA star’ın birikim, tecrübe ve mirasından güç alarak Kürdistan’ın her parçasında tüm kadınların savunma örgütlülükleri Kürdistan ve Ortadoğu’da halkların ve kadınların özgürlük mücadelesinde büyük bir güç kaynağı olmaktadır. Son yıllarda DAİŞ saldırıları Kürdistan ve Ortadoğu’da gerçekleşince kadınlar YJA star çizgisi ve mirası doğrultusunda örgütlenen bu savunma örgütlerimize dört elle sarılmışlardır. Analar ve genç kadınlar DAİŞ, AKP ve benzeri kirli, vahşi savaş yürüten güçler karşısında yaşamak için özsavunma bilinci ve örgütlülüğün oluşması gerektiğini, ekmek ve su kadar acil bir ihtiyaç olduğunu görüp buna göre harekete geçtiler.Bakur’da, Rojava’da, Şengal’de, Mahmur- Kerkük’te analar ve genç kadınlar özsavunma bilincini geliştiren tüm değerlere, sembollere, silahlara, savaş taktiğine ve yöntemlerine ilgi duyup savunma bilinçlerini geliştirerek örgütlenmenin yolunu buldular. Bölgedeki siyasal durumlar ve yaşanan savaşların yoğunluğundan anlaşılıyor ki; Kürdistan ve Ortadoğu’da yaşanan 3. Dünya savaşı daha da yoğunluklaşarakdevam edecektir. Bu dünya savaşı içerisinde sömürgeci, kapitalist, faşist savaş güçleri karşısında Kürdistan’da yürüttüğümüz Devrimci Halk savaşı ve bu savaşın gelişmelerine dayanarak gelişen Ortadoğu halklarına ve kadınlarına açılımımızla direniş ve savaşımız gerçekleştirdiğimiz özgürlük hamleleri ile her geçen gün kendisini büyütüp güçlendirmektedir. Önümüzdeki dönem Ortadoğu’da yaşayan halklar ve kadınlar Devrimci Halk savaşı stratejisi doğrultusunda kendisini daha hızla, yaygın örgütlemesi ve buna göre zafer perspektifinde savaşı ve direnişi geliştirmesi gerekmektedir. YJA star öncülüğünde savaşın sorumluluğunu alan kadın özgürlük militanları ve gerillaları olarak devam eden savaş gerçeğinde zafer perspektifini nasıl gerçekleştireceğiz, nasıl oluşturacağız. Tabii ki herşeyden önce Önderlik gerçeği, felsefesi üzerinde yoğunlaşmalıyız. Son yıllarda her ne kadar devrimimiz açısından ortaya çıkan gelişmeler olsa da yürüttüğümüz savaş ve bir çok pratik zaferi gerçekleştirmemektedir. Bunun nedeni, Önderlik gerçeğinde eksik, yetersiz yoğunlaşmalarımızdır. Yine bununla birlikte zafer perspektifini geliştirmemiz için uluslararası komploya karşı mücadele bilincimizi güçlendirip buna göre pratiğimizi geliştirmeliyiz. Bununla birlikte zafer perspektifini oluşturup buna göre pratiğin gelişmesi için, yaşadığımız ve içinde bulunduğumuz siyasi koşulları anı anına takip etmek, halk ve kadınlardaki özgürlük eğilimini örgütlemek, mücadeleyi ve savaşı her anda geliştirecek taktik ve tarzlar üzerine sürekli yoğunlaşmak gereklidir. Bu konuda her hangi bir boşluk ve gaflet durumu savaşımımızın gidişatını kesinlikle belirlemektedir. Zafer perspektifinin oluşması ve buna göre pratiklerimizin gelişmesi için yukarıda belirttiğimiz konularda sürekli yoğunlaşmak, kararlaşmakla birlikte zaferi gerçekleştirecek yoğunlaşmaların dayanağı tarih bilinci olmaktadır. Önderliğimiz; tarihin anlam ve önemini şöyle ifade etmiştir. ‘Tarihsizlik en büyük güçsüzlüktür.’ Bu mücadelemizde kahraman şehit yoldaşlarımızın emeği, yaşam tarzları, savaşları, direnişleri sonucunda oluşan demokratik ve özgürlük değerleri tarihimizi oluşturmuştur. Bu anlamda özgürlük tarihi olan halkız ve kadınlarız. Özgürlük tarihimiz var, dağlarımız var, gerilla mücadelemizin birikimi ve tecrübesi var ve yaşadığımız bu dönemde bu gerilla birikiminde güç alıp Kürdistan’ın her parçasında örgütlenmiş savunma örgütlerimizin binlerce gerillası, savaş gücü vardır. Zafer perspektifi ve bu perspektife dayanan mücadelemizi geliştirmek için tüm imkanlar gözler önündedir. Büyük bir savaşla, mücadele ile gerçekleşen tarihimiz bize imkan sunmaktadır. Önemli olan bu tarihten güç alıp buna göre doğru tarzda çalışmak, pratikleşmektir. Tarihten güç almak için yaşam tarzları ve savaştaki kahramanlıkları ile tarihi oluşturan devrim şehitlerimiz çizgisinde yoğunlaşmak esas olmaktadır. Çünkü şehitler çizgisinde yoğunlaşmak kişilik oluşturucudur, buna bağlı inanç, kararlılık, iddia ve zafere bağlılık gelişmektedir. Parti tarihimizde zindan direnişlerinde Şehit M. Hayri Durmuş yoldaş, Kemal Pir, Mazlum Doğan ve onlarca yoldaşların eylemleri, direnişleri ve bu direnişlerde söyledikleri sözler PKK çizgisinde devrim kişiliğini ve ilkelerini oluşturmuştur. Şehit M. Hayri Durmuş yoldaş ‘mezartaşıma borçlu yazın’ diyerek PKK devrimci kişiliğinin ne değer yaratırsa yaratsın borçlu olmayı bilmeyi ve devrimci kişiliğin böyle olması gerektiğini bize göstermektedir. M.Hayri Durmuş, devrimin ilk yıllarında öncülerdi. Biliyorlardı ki büyük bir devrime başlamışlar, bu yüzden devrimin gerekliliklerinin bilincindeydiler ve yapılması gerekenlerin o kadar büyük bir mücadele olduğunu biliyorlardı, bu yüzden mücadelenin ilk yıllarında kendisini feda etmesine rağmen kendisini borçlu görecek kadar derinlikli bir devrimci kişiliğini kendisinde oluşturmuştur. Zilan yoldaş da gerçekleştirdiği tarihi kahramanlık eylemiyle ve mektubunda yazdığı sözleri, ‘anlamlı bir yaşamın ve büyük bir eylemin sahibi olmak istiyorum’diyerek Önderlik gerçeğinde nasıl yoğunlaşmamız gerektiğini, uluslararası komplocu güçlere karşı nasıl savaşacağımızın perspektifini ortaya koydu. Kemal Pir’ler, M.Hayri Durmuş’lar, Zilan yoldaşlar, şahsında yüzlerce şehitlerimiz devrim kişiliğini oluşturmuşlardır. Devrimin kişilik özelliklerini oluşturmak öyle normal koşullarda ve durumlarda gerçekleşmiyor. En imkansız, en zorlu, en çetin koşullarda kimilerinin yaratıcı olmadığı, inançsız, iddiasız olduğu zamanlarda, mücadeleci olmadığı zamanlarda militan kişilikler davasına kilitlenip zafer perspektifini oluşturuyor buna göre eyleme geçiyor ve olmaz diyenlere karşı olur diyorsa Haki Karer’ler, Beritan’lar, Zilan’lar, Agit’ler, Zekiye Alkan’lar, Ronahi-Berivan’lar, Sema Yüce’ler, Zınar’lar, Doğa’lar, Çiyager’ler, Nucan’lar işte bu yüzden çizgi olmuşlardır. Bu yoldaşlar neden çizgi olmuşlardır. Çünkü çizgi oluşturmakla , direniş ve zafer çizgisini geliştiren devrimci kişilikler ve bu kişiliğe bağlı mücadele ilkeleri ortaya çıkmaktadır. Bu şehit yoldaşlarımızın yaşamları ve eylemleri etrafında oluşan direniş çizgisi günümüz için, gelecek için perspektif olmakta, oluşturdukları ilke ve bakış açısı ile geçmişi de aydınlatmaktadır. Önderliğimizin şehit yoldaşlar hakkında belirttiği ‘Şehitlerimiz çözümlenmiş, dolayısıyla karar olmuş gerçeklerimizdir. Çözümleme ve karardırlar. Dolayısıyla uygulanması gereken gerçeğin kendisidirler. Çözümlenme ve uygulanma eğer bu kadar onların şahsında somutlaşmışsa, o halde onlara karşı bizim görevimiz, yalnız ve yalnız yaşamlarında kanıtlanan kararlılığın uygulanması olabilir. Dönemin emredici hususları, alacakaranlıktan çıkan bir şimşek oldular, ışık saçtılar.Hiç kimsenin cesaret etmediği doruklara tırmanmada yol açıcı oldular.’ Bu tespit ve değerlendirme mücadelemizde yaşam, savaş, direniş ve özgürlük çizgisini oluşturan şehit yoldaşlarımızı en anlaşılır bir şekilde ifade etmektedir.


