Özgürlük için savaşan kadınlar olarak, toplum adına tarihi bir mücadele yürütüyoruz. Erkek egemen zihniyetle şekillenen tarihle mücadele etmek bizim doğal hakkımızdır. Kürt kadınları olarak, bütün kadınlara cevap olabilmek için, özgürlüğün derinliğine inmeliyiz.

Kadını, özünü iyi tanımalıyız. Yıllardır, kadının sevgisini eritmek isteyen egemen zihniyet, kadını yalan dolu bir sistemle kandırmak istiyor. Ama kadınlar Önder Apo’nun ideoloji ve felsefesi sayesinde, sistemin onlardan çaldıkları sevgiyi yeniden ulaşmak için büyük bir örgütlemeyle mücadelelerini büyütüyorlar. Cins mücadelesinde oluşan sevgi, büyük bir kadın dayanışması ve birlikteliği oluşturuyor. Erkek egemen zihniyeti kadınları birbiriyle rekabete koyarak, kadınları oyuncağı haline getirmek istiyor, en çokta sistemde güzel kadın çirkin kadın ayırımı yaparak kadınları intihara sürüklüyorlar. Önder Apo yaptığı bir değerlendirmede; ‘Çirkin kadın yoktur. Güzelleştirilmesi gereken kadın vardır’ dedi. Önemli olan dış güzellik değildir, iç güzelliktir. Ruhunun güzelliğiyle yaşama enerji akışı yapmaktır. Kadın olarak kendimizi ve düşmanımızı iyi tanımalıyız. Kendimizi tanıdıkça amaçta da netleşiriz. Amacı net olmayan bir insan karanlıkta yürüyen ve yolunu bilmeyen bir insandır. Amacımız özgür kadın kimliği ve bununla birlikte Kürdistan’ın özgürlüğüyse, tek yol mücadeledir. Amacımıza ulaşmak için büyük bir bilinç ve kararlılık lazım. Dağlarda binlerce kadın egemen zihniyete karşı büyük bir savaş veriyor. Ve burada oluşan güç bilinç ve örgütlemenin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Sistemin bizden çaldığı cins sevgisini, dağlarda Önder Apo bizlere yeniden armağan etti.  Bir kadın kendini ne kadar seviyorsa, kendi cinsini de o kadar sevmeli ve o kadar ilgilenmelidir. Güçlü, güçsüz, güzel ve çirkin sıfatları kullanarak kadınların özüne dönmesini engelliyor. Ama dağlardaki direniş sisteme en iyi cevabı veriyor, savaştığımız oranda kendimizle de büyük bir mücadele veriyoruz. Özgür eş yaşam paradigmasında kendimizi oluşturmak için cins mücadelesinde kendimizi derinleştiriyoruz. İkisi birbirine bağlıdır. Ancak büyük bir bilinç ve büyük bir mücadeleyle kendimizi oluşturabiliriz. Mücadelesinde zayıf ve özünün farkında olmayan kadın, egemen zihniyet karşısındaki duruşu istikrarsız ve kısa vadeli olur. Bu yüzden demek istediğimiz mücadele büyük bir bilinç istiyor. Ve bu bilince ulaşmak için kendimizi geliştirmeliyiz. Bizim özgürlüğümüzle, tarih ve toplum yeniden canlanacak. Bu canlanmayla, kölelik yıkılacak, yerine özgür yarınlar gelecek.  Kadınların özünde hep aydınlanan ve hiç karanlığa gömülmeyen bir umut vardır. Bu umut özgürlükle buluşmanın umudur. Mücadelemizi yükseltip, kadınlarla nelerin değişebileceğini bütün dünyaya göstermeliyiz. Örgütlü, bilinçli ve sevgi dolu bir kadın, özgürlükte zafere ulaşmanın sembolü olacak.  Öndelik Kürdistan sömürgedir diyerek özgürlük devriminin ilk adaımlarını attı. Sonra bunu kadınla yani özgür kadını yaratma çabasına girişerek devam etti. Bir devrim yaratılacaksa bunu kadının sorunuyla yapmak oldu. Yani Kürdistan kuralım sonra kadın sorununa bakalım demedi. PKK ilk kuruluşuyla beraber kadın sorununu da gündemine koydu. Ve Önderlik kadını özüne dönüştürmek için büyük bedeller verdi. Bizde bu bedellere cevap olarak kendimizi yeniden oluşturmalıyız. Cins mücadelesinde kendini geliştiren bir kadın toplumun özgürlüğüne kendini adayan bir kadındır.  Kendini, cinsini tanıyan ve özgürlük ilkelerinde kendini derinleştiren kadın önüne çıkan her zorluk karşısında büyük bir iradeyle zoru aşıp, başarıya ulaşır. Bunların en somut örneği Zilan arkadaştır. Zilan arkadaş yeni katılmasına rağmen örgütsel ve cins bilincinde kendisini geliştirmişti. Ve eylemiyle kadın özüne olan sevgisini ve bağlılığını gösterir. Aslında eylemiyle egemen zihniyete kadının özgürlükteki ısrarını gösterir. Kadının her şeyine biz karar veririz, kadının iradesi bizim elimizde diyen sistem, 1996 yıllında Zilan arkadaşın eylemiyle büyük bir darbe ve cevap aldı. Bir insan için en kötü olan şey nerden geldiğini yani benliğini bilmemektir. Kim olduğunu bilmeyen bir kadın kendini köleliğe yatırır. Önder Apo biz kadınlar için bir değerlendirmesinde şu cümlelere yer verir; ‘düşünce, ruh ve cins sevgisinin sizde oluşması gerekir, çünkü siz düşünce ruh ve cins sevgisinden kopmuşsunuz. Bu 3 noktada denge oluşturmalısınız.’ Aslında düşünce kendini fark ediyor, ruh enerjinin akışından ve beyindeki duygusallıktan kaynağını alıyor. Ve bu insanda amaç bağlılık duygu oluşturuyor. Ruh sende sevgiyi oluşturuyor. Cins sevgisi de sende bütünlük oluşturuyor, bu bütünlük beyin ve ruhunu büyütüyor. Kolektif bir düşünce oluşturuyor, bu kolektiflik özgürlük yolunda mücadele eden bütün kadınlara uzanıyor. Dağlarda oluşan güç ve birliktelik özgür kadın birliklerinin ruhu ve düşüncelerinin kolektifliğidir. Aynı çerçevede savaşıp mücadele ediyoruz. Ve aynı çerçevede özgürlük için ölüme yürüyoruz. Ve bu yüzden birbirimize olan sevgimiz ve güvenimiz büyüyor.  Önder Apo’nun emeğiyle kadınlar dağlarda büyük bir ordu haline geldi. Ve kadın ordu tarihimiz yazılıyor. Bu tarihin oluşumunda birçok kadın arkadaşın emeği olmakla birlikte Önderlik ekseninde oluşan bir emek var. Bu tarihin içerisinde yaşayan militanlar olarak şunu gördük ki ortak yaşam ve ortak görüş oluşturmak özgürlüğün kapısını aralamak oldu. Bize kader diye benimsetilmek istenen karşısında bunun gerçek olmadığını kendi mücadelemizle ortaya koyduk. Kadın hareketinin örgütlü bir tarihi var. Hem hareket olarak hem de halka kazandırdığı çok önemli sonuçlar var. Özgür kadın hareketini başlatan Önderliktir. Bizim hareketimiz bu biçimiyle farklıdır. Diğer hareketlerde kadın ayağı eksik ve bu yüzden tam ayakta duramıyor. Bugün hala dağlardaysak bu da Önderlik sayesinde olmuştur. Önderlik kadın hareketini başlatırken ‘Nasıl yaşamalı’ sorusuyla başladı. Önderlik çocukluğundan itibaren cins sömürüsünü kabul etmedi. Sistemi eleştirdi. Bunu değiştirmek için çok büyük bir emek verdi. Bu zihniyeti aşmak için bir savaş verdi. Önderlik; ‘ben kendimde ki erkeği öldürdüm’ diyor. Yani kendi zihniyetinde bunları aştığı için bu kadar büyük bir hareket oluşturdu.  Kadına ideolojik, stratejik yaklaşıyor. Bundan dolayı böyle bir hareket ortaya çıktı. En derin tarihsel değerlendirmesini yaparak bir çıkış yaptı. Kadının tarihini çok derin çözdü ve ele aldı. Bir kadın eğer cinsini sevmiyorsa o kadında büyük bir bilinçsizlik vardır. Diğer bir adı da kölelikte ısrardır. Yıllardır seni köleliğe mahkûm etmek için her taraftan sana saldıran bir zihniyet gerçeği var, bu zihniyete boyun eğmek, köleliğe yürümektir. Zihniyete ortak olmaktır. Önder Apo kadınlar için büyük bir mücadele verdi. İktidar ve kapitalizm sistemini karşına aldı. Büyük bir savaşım verdi. Aslında her kadın kendine ben kimim sorusunu usorarsa, niçin savaştığını ve düşmanın kim olduğunun farkına varır. Bilinçlenen her bir kadın etrafındaki kadınları da bilinçlendirmekte sorumludur. Önder Apo nasıl bizlere elini uzattıysa bizde her alanda, her şehirde, her çalışmada mücadelemizle kadınları kölelikten kurtarıp dağlara yönlendirmeliyiz.