Arkadaşlar özgürlük deyince ne anlıyor ve nasıl yorumluyorlar?

Heval Diljîn; Emek vermek ve umut etmektir.

Heval Çiçek; Benim için özgürlüğün anlamı, topluma karşı sorumluluk duygusu taşımaktır.

Heval Laleş; Doğru anlamak, doğru tercih ve iyi olmayan karşısında doğruda güzelde ısrar etmek, mücadele etmektir. Özgürlük yaşarken duygularıma, üretirken fikirlerime hitap eder.

Heval Sara; Sonu olmayan bir fikirdir. Somut ve akışkandır.

Heval Axîn; Anlam verme gücüdür, netliktir.

Heval Bêrîvan; Amaca, hakikate ulaşmaktır.

Heval Amargî; İnsanın öze dönüşüdür.

Heval Dîcle; Toplumsal ve evrensel olandır.

Heval Güneş; Bir arayıştır ve bizi kendi çekim merkezine çeker.

Heval Rocyar; Doğru fikri yaşamaktır.

Heval Têkoşîn; Yaşanılan doğru ve yanlış anlar vardır. Doğru anda oluşan fikir bizi hakikate ulaştıryor ve genelleşiyorsa bu özgürlüktür.

Heval Dîlan; Kendin olmak ve evreni tüm renkleri ile sevmektir.

Heval Selcan; Öze dönme ve hakikate ulaşmaktır.

Heval Bêrîvan; Anda düşünmek ve uygulamaktır.

Heval Stêrk; Düşünmek ve hakikati aramaktır.

Heval Faraşîn; Yeniden doğuşla kendini aşmaktır.

Önderlik; “Evrenin oluşum dilinden haz almaktır.’’

Arkadaşlar kısaca özgürlük kavramının kendileri için ne demek olduğunu dile getirdiler. Yaşam içinde en çok kullanıllan kavramlardan biridir. Peki neden özgürlük kavramını bu kadar çok kullanma ihtiyacı duyarız? Aborjinler sisteme teslim olmamış doğal yaşayan bir toplumdur. Aborjinler, kavramların toplumların ihtiyaçlarından doğduğunu belirtirler. Bir toplumda kullanılan kavramın çokluğu o toplumun buna ne kadar gereksinimi olduğunun göstergesidir.

Kürt halkı olarak demokrasi, özgürlük kavramlarını çok kullanırız. Halk olarak uzun süre özgürlük içinde gözlerimizi açmış ve yaşamışızdır. Ona göre bir şekillenme yaşanmış, daha sonra ondan özgürlüğü alınmış. Bundan kaynaklı daha sonraki süreçlerde özgürlüğe ihtiyaç duymuş ve bunun arayışına girmişizdir.

Önderlik, “insan özgürlüğü bireysel olarak ele almamalı, bireylerle sınırlamamalı. Özgürlük sınırsızdır, canlı, akışkandır, kalıplara sığmaz” der. Önderlikte özgürlük, toplumu tanımlamada oldukça somuttur. Özgürlük yaşam tarzıdır. Özgürlüğü duygu, düşünce ve evrende arama vardır. Önderlik ilk tanımlamasında evrende özgürlüğü görür, “evrenin amacı özgürlüktür diyesim gelir” der. Özgürlük sadece insan ile sınırlı değildir. Evrende bir özgürlük anlayışı vardır. Bu bizlerin anladığı özgürlük tanımlamalarına benzemez.

Özgürlüğü kendi çerçevesinde ele almak gerekir. Kendi içindeki uyumu, rengi, birbirini tanımlama ve doğallıkları özgürlüktür. Doğanın kendi oluşum dili muhteşemdir. İkincisi Önderlik “Evrene kanat açmak, uçurumun kenarında kanatlanmaktır” der. Özgürlük evrene yüzünü dönmek, kendini evrende, evreni kendinde görmektir. Öyle anlar vardır ki düşüncede, duyguda karamsarlık yaşarız ve hep olumsuz düşünürüz. Böylesi zamanlarda anda oluşan olumlu bir şeyle düşüncenin, bakışın değişmesidir. Bu anlarda özgürlük bizi çeker, uçurumun kenarında kanatlanmak denilen budur. Farkına vardığımız zaman anda düşünce ve fikirde her zaman yükselme yaşarız. Arkadaşların özgürlük tanımı doğrudur. Önderlikte düşünce ve hissetme her zaman birliktedir. Önderlik kendinde gelişimi ve oluşumu nasıl yaratır, hissederek ve anlamlandırarak. Bizde ise düşünce ve hissetmede kopukluk vardır. Özgürlükte düşünce ve duygu birlikte olmalıdır. Bu şekilde özgürlüğün oluşumunda gelişim sağlanır. Bizlerde ise duygu bazen öne çıkarken düşünce arka planda kalır. Oysa Önderlik’te tüm bunlar birlikte gelişir.

Kendimize ait öz düşünce geliştirmeyiz ve taklit ederiz. Önderlik etkilenir ama herşeyi kendi mantığı çerçevesinde süzgeçten geçirir, kendisi nasıl ele alıp, yorumlar bunu dile getirir. Önderlik Kapitalist Modernite’ye karşı Demokratik Modernite’yi geliştirdiğinde şöyle der: “Bazı eleştiriler gelebilir ama ben hakikat yolunda başkalarının düşünceleri ile kendimi belirleyemem. İlerlediğim yolun doğru olduğunu biliyorum. Bunun toplumun hakikati olduğunu biliyorum. Bir tek kişide, binlerce kişide bana inanıp inanmazsa da hakikat budur ve birgün bu hakikat açığa çıkacaktır.” Önderlik hakikate giden yoldan emindir. Düşünce ve duyguda birliktelik vardır. Bizlerde ise parçalanmışlık olduğundan hakikate giden yoldan emin değilizdir. Bundan dolayı kendi düşüncelerimiz için mücadeleyi göze almayız.  Önderlik kendi öz düşüncelerini savunur ve bunun için mücadele eder. Özgür düşünceye, özgür iradeye bu şekilde ulaşılır.

 Sadece özgürlük duygudur demek de doğru değildir, düşüncedir demek de doğru değildir. Her ikisini de kapsar. Önderlik daha çok bilinci öne çıkarır ve “bilinç özgürlüğe daha yakındır” der. Şöyle bir örnek verebiliriz; madde mi özgürlüğe daha yakındır? Yoksa enerji mi? Diye bir soru sorulsa enerji özgürlüğe daha yakındır deriz. Çünkü enerji akışkandır, kalıplara sığmaz ve değişime açıktır. Enerjinin akış hali özgürlüğe daha yakındır. Bazılar aşk olarak yorumladı Önderlik de böyle ele alır. Aşk nedir? Sevgiyi yaşamanın en üst aşamasıdır. Toplumsal, evrensel olarak ele alırsak kişinin kendini en üst aşamada aştığı noktadır. Kendinden çıkma evrenselleşme halidir. Önderlik aşık ve maşuk örneğini verir. Duyguların, düşüncelerin evren ve toplumla birleştiği an, aşığın maşukla birleştiği andır. Kendini bir fikre, bir amaca adamaktır. Bu amaç çerçevesinde yaşamaktır. Denir ki; “büyük insanlar dava insanlarıdır. Amaç için konuşur, amacın peşinden gider. Orta insanlar olaylarla ilgelenir, gündemlerinde olaylar vardır. Küçük insanlar ise gündemlerinde kişiler vardır, kişilerle uğraşır ve kişilerin arkasından giderler.” Önemli olan amacı toplumla birleştirmek ama bunu yaparken insan kendi öz iradesini korumalıdır.

Önderlik, özgürlüğü sorumluluk kaldırmak olarak da ele alır. Bu şekilde açıklar: “kendimi topluma karşı sorumlu görmeseydim özgürlükte kendimi bu kadar derinleştirmezdim.” Toplumun acılarını hisseder ve yaşar, bundan dolayı kendine yüklenerek bunu aşmanın yollarını arar. Devrimci insanlarda toplumun sorumluluğunu kaldırır. Bizlerde özgürlük arayışçılarıyız, bu arayış bizleri bu mücadeleye getirmiştir. Eğer kendimizi topluma karşı sorumlu hissetmeseydik bu mücadeleye katılmazdık.

Özgürlük ve ahlak ilişkisinde, ahlak  özgürlüğün form almış halidir. Özgürlük ahlakı da içine ele alır. Önderlik “anlamak adalettir” der. Spinoza “özgürlük anlamaktır” der. Önderlikle düşünceleri birbirine yakındır. Özgürlüğü anlamlandırma ile eşit ele alır. Özgürlük eşitlik, demokrasi ve politikayı da kapsar. Politika eşittir özgürlük dersek tam olarak yerini bulmayabilir. Bu demokrasi ve eşitlik içinde geçerlidir. Hepsi özgürlükle ilişkilidir. Aralarındaki fark özgürlük daha geniş ve kapsayıcıdır. Kapitalizm özgürlüğü nasıl ele alır. Kapitalizmde özgürlük bireyin istediği herşeyi yapabilmesidir. Ahlak, politika yoktur, toplumsal sorumluluk yoktur. Oysa özgürlükte ahlak, politika, disiplin, ilke vb gibi herşey vardır. Kapitalizm özgürlük anlayışını çok çarpıtmıştır. Bu da özgürlük anlayışını ele almalarda çarpıklıklar yaratmıştır.  Spinoza özgürlüğü “cehaletten çıkma” olarak yorumlar. Bilinçle hareket etmedir. Bir birey kendine ait değilse, toplumdan doğadan uzak ise en zayıf insandır. Topluma herhangi bir katkıda bulunamaz. Önderlik, “ben bu savunmada özgürlüğe nasıl bir katkıda bulundum, ne değiştirdim. Ben klasik paradigma olan devlet zihniyetini koruyan aynı zamanda özgürlük isteyen bu anlayıştan özgürlüğü ayırdım. Devlet zihniyeti ile özgürlüğü anlayamaz ve toplumsallaşamayız. Klasik paradigma ile değil yeni bir paradigma ile özgürlüğü ele alıyorum.  Ben özgürlüğe ilke koyuyorum bu ilkeleri uygalamayan biri özgürlüğü savunamaz, özgür de olamaz. Yaptığımız işler, eylemlerimiz ne kadar özgürlük yaratıyor. Özgürlüğün önündeki engelleri ne kadar kaldırıyoruz. Özgürlüğü somutlaştırmak ve yaşamak önemlidir.” Önderlik çocukluk hayalllerine ihanet etmez. Orda özgürlük vardır bunu hep korur. Önderlikte özgürlük anlayışı derindir ve özgürlük var oluşsal bir durumdur.

Kadın özgürlüğe daha yakındır. Kadın doğadan bir bütünen kopmamış ve hala bağları vardır. Kadının enerjisi akışkandır. Evren ve toplumla ilişkisi özgürlüğü daha yakındır. Doğru bir arayışla kadın özgürlüğe daha çabuk akar.

Her şeyin kendi doğasında yaşaması özgürlüktür. Sadece insanlar değil evrendeki tüm canlıların kendi rengi ile kendi doğasında yaşaması önemlidir. Özgürlük ne benim başkası üzerinde yabancı bir müdahalede bulunmamam, ne de onun benim üzerimde müdahalede bulunmamasıdır. Özgürlük evrenin doğal akışıdır, peki biz bu doğal akış içinde ne kadar yaşıyoruz. Bizler doğal akış içinde yaşamıyoruz.  Oysaki evrenin ilk oluşum süreçlerinde her şey doğal bir akış ve bütünlük içindedir.  Doğa-insan, insan-hayvan arasındaki dostluğun bozulmasıyla özgürlük kaybedildi. Kendi ellerimizle toplumun özgürlüğünü kaybettik. Kendi doğallığımızdan, anlamlandırma gücümüzden ne kadar uzaklaştırıldık bunu sorgulamak gerekir. Birinci doğaya nasıl bakıyoruz, canlı olarak ele alıyor muyuz bunları sorgulamak önemlidir. Otokontrolümüz kimin elindedir, yaşamı kime göre yaşıyoruz bunların kendimize sormak gerekir. Özgürlük herkesin kendi irade ve rengiyle toplumda yaşamasıdır. Kendi doğallığına dönmesi ve kendi varlığını oluşturması ile özgürlüğe yaklaşır. Bunu gerçekleştirmek doğru bir bilinçle olur. Önderliğin belirgin özelliklerinden biri doğallığını özünü korumasıdır. Bunun için Önderlikte özgürlük bir yaşam tarzıdır. Önderlik kendini evrenselleştirmiştir, herkesi kapsar, bir çekim merkezidir. Önderlik evrenselleştiğinden herkes kendini, özgürlüğü felsefe ve ideolojisinde bulur.

Devam Edecek

Şehîd Bêrîtan Özgür Kadın Akademisi Demokratik Modernite derslerinden derlenmiştir.