4Demokratik Konfederalizm KCK sisteminin açılımıdır. 2005 Newrozunda ilan edildi. Ulus devletin karşısındadır, onun altenatifidir. Çok renkli, çok sesli, çok işlevli bir sistemdir ama ahlaki politik toplum temelinde bu çoklukların bir ortaklığı vardır. Evrenin oluşum diline en yakın sistemdir diyebiliriz.
Evrende çeşitlilik çok fazladır, çoklulukları yönetme sistemidir. Bu yüzden evrenin oluşum diline yakındır. Özsavunmaya dayanır. Çok esnek olduğu kadar ahlak ölçülerine bağlıdır. İşgali ve zorbalığı kabul etmez. Tüm komün ve meclislerde öz savunma vardır. Demokratik konfederal dokuya zarar verecek şeylere karşı bir öz savunma içerisindedir. Önderlik tespih modelini örnek verdi. Sistemin sürekli baştan tartışılmasının yanlış olduğunu söyledi. Bir tespih tabandan oluşturulur, başı yani imame en son takılır. Her boncuk farklı bir renk de olabilir ama anları bir araya getiren bir ip vardır. Yani buradaki ip, ahlaki ve politik ilkelere benzetilebilir yani o kadar farklılığı bir arada tutan güçtür. İmame de çatı örgüt oluyor, hiyerarşik değildir yani. Komün, kooperatif, meclis, akademi üzerinden kendini örgütler. Önderlik “benim demokrasi anlayışım bireye değil komüne dayanır” dedi. Komün, konfederal sistemin hücre örgütlenmesidir. Yani en doğrudan demokrasinin işlendiği yerdir. Sağlık, eğitim, kültür, öz savunma..vs komünleri yaratılır. Komün sayısında sınır yoktur, burada herkesin en az bir komüne dahil olmasıdır. Mesela genç bir kadın hem gençlik komününe hem kadın komününe hem öz savunma komününe dahil olabilir. Yeteneğine ve çalışma alanına göre de ayrıca da bir komüne dahil olabilir. Komün doğrudan demokrasinin yaşandığı yerdir, tartışılıp karar alınan ve bu kararın uygulamaya geçirildiği yerdir. Bir yurtsever salata örneğini vermişti, her bir sebzenin tadı ve rengi ayrıdır ama en çok da bunlar bir araya gelip bir salata olduğunda en güzel renkliliği ve tadı yakalar demişti. Yani halkımız teoride çok güçlü olmayabilir ama aslında sistemi en sade haliyle anlayanlar da onlardır. Bu demokratik konfederalizmi halka nasıl kavratacağız diye bir kaygıyı yaşamaya gerek yoktur yani. Demokratik Konfederalizmin birkaç özelliğini ele alalım; 1_Ahlaki ve politik topluma dayanır. 2_Demokratik siyaset ve öz savunmayı esas alır. 3_Bütün siyasi katmanlara açıktır. Yani farklı siyasi fikirlere açıktır. 4_Genelde bütün hegemonyacılığa, özelde de ideolojik hegemonyaya karşıdır. 5_Ulus devlete karşıdır, dünya demokratik konfederal sistemini örgütler. 6_Karşılıklı sorumluluk ilkesi hakimdir. 7_Öz yeterlilik ilkesi esastır. 8_Yerel olduğu kadar evrensel, evrensel olduğu kadar yereldir. 9_Devlet modeli değil, devlete alternatif bir modeldir. 10_Kendisini devlet yerine koymaz ama devletin olduğu yerde de kendisini örgütler. Devlet+Demokrasi 11_Farklılıklarla yaşama organizasyonudur. Ferd ve toplum dengesi korunur , toplum esastır ama birey de bir değer ifade eder. İlkelerin tümü bireyde içselleştirilmelidir. İş ve rol misyonu vardır. Mesela arkadaşlar irademi partiye teslim ettim dediğinde Önderlik buna karşı çıktı teslim etmeyin iradenizi parti iradesi ile bir yapın dedi. Demokratik konfederalizm hiyerarşiyi kabul etmez. Yetenek ve kapsama göre bireye rol yükler. Konfederal sistemde zihniyet çok önemlidir. Mesela Rojava’da sistem oturmuş ama içerisi o şekilde doldurulmamıştır, Önderliğin tabiriyle ete kemiğe bürünmemiştir. Devletin kafa yapısıyla demokratik konfederal sistem oturtulamaz. Önderlik bizlere komün oluşturun dedi. Hemen bina arama telaşına girildi, yine Önderlik siyaset akademisi açın dedi avukatlar yer arıyoruz dedi. Biçimden başlamak zorunda değiliz, siyaset yerlerimiz illa görkemli binalar olmak zorunda değil işte bu anlayışlar tehlikelidir. Önderlik bir ağaç gölgesi de mi yok derken bize biçimden evvel zihniyeti oluşturmanın önemini anlatmak istedi. Medya diye bir genç kız vardı, Amed’te sokakta çocukları toplayıp Kürtçe dil eğitimi verdi, Önderlik bu olayı çok taktir etti. Eğer gerçekten kendimizi bu çalışmaya adarsak toplumda birçok boyutta kendimizi örgütleyebiliriz ve devletin buna karşı yapabileceği hiç birşey yoktur. Önderlik halkı örgütlediğimiz oranda bizim halkımız olduğunu söyledi. Bugün AKP, Önderliğin dediklerini kendisi için kullanıyor, onlarca siyaset akademileri açtılar ama biz yapmadık bunu yapsak devlet ne yapabilirdi ki? 2013 ve 2014 te biraz toplumsallaştık, komünler oluşturduk ama çok geç kaldık. Önderlik 2013-14 te HPG ve YJA STAR da inşaa faliyetlerine dahil olsun dedi. Komünler oluşturduk ve köy köy gezip toplantılar yaptık, halk kendi komünlerini oluşturdu. Komünler kendi kendini örgütlüyorlardı, Kobani savaşına bu kadar katılımı sağlayan da bu komünlerin örgütlenmesiydi. Kısa sürede çok güçlü sonuçlar alındı. Devlet çok sönükleşmişti çünkü halk bizimleydi. Kısacası bizim ilk önce kafa yapımızı demokratikleştirmemiz gereklidir. Demokratik konfederal sistem kiminle kurulur? Anarşistler, feministler ve ekolojistler bunlar sistem karşıtı güçlerdir, biz demokratik moderniteyi bu kesimlerle birlikte kuracağız. Mikro milliyetçi hareketler, kısacası solcu ve sistem karşıtı hareketler ittifak yapacağımız güçlerdir. Bunların tümünde Önderliğin eleştirdiği yanlar var. Önderlik, başarılı olamamalarının nedenini eleştiriyor ama emek ve miraslarına da sahip çıktığını söylüyor. Sosyalist hareketlerin başarılı olamamalarının nedenlerinden biri sistem analizlerinin çok güçlü olmamasıdır. Demokrasiyi devletten ayrı ele almadılar ve demokrasi yoluyla devlet kurmak istediler fakat devletin karekteri demokrasiye aykırıdır. İkincisi kapitalist sistemi uygarlıktan ayrı ele almış ve sadece kapitalizmi irdelemişlerdir. İnsan bir şeyi yetersiz tanırsa aşamaz da. Kaba materyalist ve pozitivistlerdir, tarihi düz çizgisel ele aldılar. Sistem karşıtı hareketlerle ittifak yapmadılar, her şeyi işçi sınıfı ve ekonomiye indirgediler. Kadın özgürlüğü için tahlil ve perspektifleri yoktu. Biz kadın özgürleşmezse toplum özgürleşmez diyoruz. İdeolojik, politik, felsefik ve tarihe bakış yöntemlerinde kusurludurlar. Tabi yine de kendi döneminde reel sosyalizm dünyanın 3’te 2’sini etkisi altına aldı, ezilen halklara umut oldu hatta hareket olarak biz de bundan etkilendik, yani köklü bir mirastır ve bunu inkar etmemek gerek. Kısacası yaklaşımımız bu temeldedir ve onlarla da ittifak kuruyoruz. Anarşistler: Çok radikallerdir, sistem tahlilleri yerindedir. Fakat alternatifleri yoktur ve toplum içinde örgütlü değildir elit ve marjinal kalıyorlar. Öz yönetimi de reddediyorlar, yani toplumu yönetimsiz bırakıyorlar, bu da kaos demektir. Felsefik bakışları bize yakındır. Sistem bu hareketleri halkın gözünde çok karartmıştır. Feminizm: Yaklaşık 28 ayrı örgütlenmeye ayrılmışlar. Sistem de bu parçalanmanın önünü açıyor. Fakat çıkışında böyle değildir. Eksik ve yanlış yanları vardır, bunlar da çok toplumsal değiller, çok küçük bir kesime hitap ediyorlar. Jineoloji feminist harekette bir toparlanmaya öncülük etmelidir. Fikir olarak bazıları bize biraz yakındır fakat bazı kesimleri de bizden çok uzaktır. Eğer onlar Jineolojiyi esas alırlarsa daha ortak bir paydada buluşabiliriz. Çok radikal olmadıkları için sistem onların üzerine çok gitmiyor, sistem de onları fazla zorlamıyor. Çok fazla tanınmıyorlar ve benimsenmiyorlar, hatta toplumun bir kesimi tarafından tepkiyle karşılanıyorlar, belli bir emekleri ve direniş mirasları vardır ama varılan sonuç pek parlak değildir. Mesela 2022’de Jina Emini serhildanından sonra dünyaya yayılan kadın başkaldırılarında muhakkak feministler de vardı fakat bu başkaldırıyı daha çok örgütlendirip yön vermeliydiler ama bunu yapmadılar. Aslında bu boyutta kadın hareketimiz bundan sorumludur, feministleri Jineoloji eksenine çekip daha toparlı bir örgütlenme yaratabiliriz. Ekolojik Hareketler: Bunlar da ittifak içerisinde olduğumuz hareketlerdir. Onlar da uygarlığın oluşumunu doğadan kopuş ve sapma olarak değerlendirir. Dünyadaki tüm kötülüklere uygarlığın oluşumundan sonra kapı aralandı. Sermayedar sistem bunların sorumlusudur. Doğal afetlerin, doğanın intikamı olduğunu söylüyorlar. Bizim alternatifimiz ekolojik toplumdur. Biz daha ideolojik ve felsefik ele alıyoruz ve biz bunu yaratan zihniyetle daha çok ilgilenirken onlar daha çok sonuçla ilgileniyorlar. Kültürel Hareketler: Geleneğin ulus devletten intikam alması. Farklı kültür ve inançlar eritildi, tüm bunların örgütlenmesi, kültürel hareketler dahilindedir. Yarı otonom da olsa statülerinin tanınmasını istiyorlar. Ermeniler o kadar katliamdan geçtiler ama varlıklarını koruyorlar. Sayı olarak küçük olsalar da fiziki yapılanmalarını kaybetmemişlerdir. Bunlar mikro milliyetçi hareketlerdir. Bunları gerekirse desteklememiz gerekir. Ezilen milliyetletlerin milliyetçilikleri yoktur, ezenlerin milliyetçilikleri var. Mezhepsel Hareketler ile de itifak geliştiriyoruz, şimdi çoğunluğu kapitalist modernite etkisi altındadırlar. Onların kendi içerisinde de çelişkiler vardır. Onların ahlaki ve politik yanlarını esas alıyoruz. Biz de bununla ilgilenen CİK(Civaka Îslama Demokratîk) ve KCK’nin din ve inançlar komitesidir. Reddetmek bir şey ifade etmez, sistemin elini güçlendirirler. Tabi olduğu gibi de kabul etmeyiz, örneğin siyasi islamla mücadele ederiz fakat toplumsal islama saygı duyarız. Yani ilişkilenmeyi hiçbir zaman kesmemek gerekir. Yerel Özerklikler: Avrupa’da çoktur, Güney Afrika, Güney Amerika(Arjantin, Şili) Rusya vb. yerlerde var. İtalya’da otonom statülü şehirler var. Latin Amerika ve Kanada’da bunlardan çokça vardır. Bunlara yapacağımız katkı onları sistemden ayırmak olacaktır. Biz de onların tecrübelerinden yararlanabiliriz onlar da bizim ideolojimizden yararlanabilir. Mesela Rojava’daki kanton sistemi İsviçre’den örnek alındı yine kooparitifleşme İsrail ve Rusya’dan örnek alındı. Yani ittifak var olan deneyim ve tecrübelerden faydalanmaktır. Şehit Beritan Özgür Kadın Akademisi Demokratik Modernite(Özgürlük Sosyolojisi) Dersinden, Bitti.


