2022 yılının 21 Martında Zap alanında bulunan gerillalar çok coşkulu bir Newroz kutlaması yaptılar. Newroz’u dağlarda karşılamanın duygusu yücedir, o gün bir gerilla bayramı gibidir Kürdistan dağlarında. Doğanın yeşile durduğu, her şeyin yeniden canlanmaya başladığı, ruh kazandığı o zamanlar gerilla da yeni başlangıçları adımlar. Ateşin etrafında tutulan özgür halaylarda sloganlar atar, zafer için sözleşirler. 2022 Zap Newroz’u da özellikle Zap gerillalarının böyle yüce anlamlar yüklediği bir gündü. Onlar belki de hemen o günlerde başlaması muhtemel bir işgal operasyonuna karşı geliştirecekleri direniş için hazırlanıyorlardı. Kucaklaşmalar, mutlaka tekrar buluşmak üzerineydi. Bazı arkadaşlar da ‘savaştır, belki bir daha görüşemeyiz’ diye birbirlerine daha sıkı kenetleniyorlardı. Coşkunun, moralin, heyecanın, hüznün, buluşmaların ve ayrılıkların iç içe yaşandığı bir atmosferdi Zap Newrozu. Bu yoğunlukta sürekli halayın başını çeken, kıpır kıpır hareketleriyle bir an bile yerinde durmak bilmeyen, sürekli sloganlar atan ve zılgıtlar çeken bir kadın arkadaşa ilişti gözüm. Onu ilk defa görüyordum. Hareketliliği ve sempatik tavırlarıyla adeta bir çekim merkezi gibi herkesi etrafında toplamayı bilen bu kadın arkadaşı Newroz bitene kadar da hayranlıkla izledim. Sonra yanımda duran başka bir arkadaşa, onu işaret ederek ‘bu kadın arkadaşın ismi nedir’ diye sordum. ‘Rojda arkadaştır, Rojda Kotol’ dedi. Newroz gününden sonraki 3 gün de Şehid Xursi şikeftinde Rojda arkadaşla beraber kalma fırsatımız oldu. Beraber kaldığımız her anda ona dair şaşırmalarım, hayranlıklarım hep devam etti. Arkadaşlarla diyalogları, yaşamdaki katılımı o kadar farklıydı ki sanki hiç bitmek bilmeyen, enerjisi hiç tükenmeyen bir coşku seli gibi. Sanki o an o orada olmasa bir şeylerin akışı devam etmeyecekmiş gibi, sanki bir an dursa zaman kendinden bir şeyler kaybedecek gibi. Bir şeylerin yapıcısı ve tamamlayıcısıydı hep. Asıl güzellikler ve duygular hiçbir zaman tam olarak ifade edemeyeceğimiz olanlar imiş derler. Heval Rojda’nın da yaşamda yarattıklarını tam olarak dile kavuşturamasam da hep bir ‘olmazsa olmaz’ a denk düşen bir anlamdı onunki. Onunla kaldığımız zamanlarda ona dair en büyük şaşırmam da eyalet komutanı olduğunu öğrendiğim zamandı. Heval Rojda ile beraber kaldığımız üçüncü gündü. Karar alınması gereken bir konu için bir arkadaşa ‘heval burada yönetimde olan arkadaş kimdir’ diye sordum. Bana ‘Rojda arkadaş eyalet komutanıdır ona sorabilirsin’ dedi. Normalde bir alana gittiğinizde oranın komutanının kim olduğunu az çok tahmin edersiniz. Ancak heval Rojda’nın yaklaşımları, mütevaziliği, yapısıyla bir oluşu o kadar farklıydı ki ne ona verilen görev ile tanınmayı sever ne de o görev üzerinden ona yaklaşılmasını isterdi. Gerçek PKK komutanlığının özünü temsil ediyordu heval Rojda. Yaşamın, savaşın, zor zamanların, emeğin komutanıydı. Ve tüm bu komutanlık görevlerini yaparken çok sade, gösteriş ve abartmalardan uzak, kimseye açıktan duyurmadan ancak herkeste bir iz bırakan derin bir incelikle yapıyordu. Daha sonra heval Rojda’yı hiç görmedim. O coşkulu Newroz kutlamasının üzerinden hemen bir ay geçmeden Zap alanında kıyametler koptu. Türk ordusunun başlattığı işgal operasyonunun ardından Zap alanı, gerilla savaş tarihinin en çetin çatışmalarına ve en kutsal direnişlerine şahitlik ediyordu. O günlerde Rojda Kotol arkadaş da eyalet komutanlığı üyesi olarak Kuro Jaro alanında konumlanmıştı. 24 saat düşmanı takip ediyor, savaşçılarını örgütlüyor, eylemler koordine ediyordu. Rojda arkadaş 12 Haziran 2022 tarihinde Zap alanında şahadete ulaştığında, onu daha çok bilmeye ve anlamaya çalıştık. O, şehit düştükten sonra dahi bizi kendine çekmeye devam ediyordu. O, şimdi fiziki olarak yaşamıyor olsa bile herkesi etrafında toplamayı biliyor, bizi kendisine çeken o efsuni gücün tılsımlarını hala koruyordu. Bu yüzden Rojda arkadaş şehit düştükten sonra onu bilmek ve bildirmek, PKK’de yaratılan komuta gerçeğinin anlaşılması açısından önemli bir görevdir. Rojda Kotol, gerçek adı ile Mensure Mudirzade 1992 yılında Rojhilatê Kurdistan’ın Xoy şehrine bağlı Kotol ilçesinde dünyaya geldi. Rojda arkadaşın dünyaya geldiği köy Bakurê Kurdistan ile Rojhilatê Kurdistan arasında kalan bir köydü. Sömürgeci devletlerin Serhad ve Urmiye arasında çizdiği sınırlar, ördüğü duvarlar, bu iki halkı birbirinden koparmaya yetmemiş. Özellikle kültürel olarak ortak bir bahçede boy veren bu halklar, tarihteki Kürt isyanlarında da yek yürek olmuşlardır. Burası birçok Kürt isyanının yaşandığı ve klasik isyan anlayışı ile bile olsa inkara ve asimilasyona, Kürtlerin yok edilmesine karşı başkaldırıların yaşandığı ve büyük bedellerin verildiği bir hat.  Düşman Serhad ve Rojhilat arasında yaşanan bu isyan ve başkaldırıları bastırmak için çok kanlı saldırılar düzenlemiştir. Ağrı dağına yazılan ‘Muhayyel Kurdistan burada meftundur’ yazısı en çok da bu bölgede büyüyen Kürt isyanlarının üzerine ölü toprağı atıldığının ilanıdır. Ancak Önderliğin çıkışı, PKK öncülüğünde gelişen örgütlü, güçlü bir ideolojiye dayanan, çağdaş Kürt isyanı Rojhilatê Kurdistanı da çok etkilemiştir. Bu anlamda Rojda arkadaşın büyüdüğü bölge de PKK’ye kopmaz bağlarla bağlanır ve yurtseverliklerini, topraklarına bağlılıklarını PKK’de örgütlerler. Rojda arkadaşın özellikle anne tarafı yurtseverlik duygularına bağlı, isyancı, düşmana baş eğmeyen özgürlükçü bir gelenekten gelmektedir. Bu yüzden Rojda arkadaşın karakterindeki isyancı yanların oluşması ve bunu PKK’de örgütlülüğe kavuşturmasında annesinin rolü büyüktür. O henüz çok küçükken arayışları çok güçlü olan bir kız çocuğuydu. Merak ettikleri, sürekli sorduğu sorular ve ona sorulanlara verdiği cevaplar kimseye benzemediğini ve büyüdüğünde de aykırı bir kişiliğe sahip olacağını gösteriyordu. Beraber okula gittiği çocukluk arkadaşı ve şu an kendisi de gerilla olan bir akrabası onun çocukluğuna ilişkin şu anıyı anlatıyordu: ‘’Sanıyorum o zaman sekiz ya da dokuz yaşındaydık. İkimiz de aynı sınıfta okuyorduk. Öğretmen o gün sınıftaki herkesi tek tek tahtanın önüne çıkartıp ne olmak istediğimizi sordu. Bazıları öğretmen, bazıları doktor, bazıları asker olmak istiyorum diyordu. Heval Rojda tahtaya çıktığında soruya verdiği cevap herkesten çok farklıydı. ‘Kendim olmak istiyorum, babam ve abilerim ile beraber yürümek değil, kendi ayaklarım üzerinde durmak istiyorum.’ demişti. Öğretmen o zaman Rojda arkadaşın verdiği cevaba çok şaşırmıştı. Ama gerçekten henüz o yaşlarda bile anlam dünyası çok güçlüydü. ’’ 2005 yılında Rojda arkadaşın dayısının oğlu Kürdistan dağlarında şehadete ulaşıyor. Bu şehadetten sonra PKK ile tanışıyor. Bir insanın kendi amaçları uğruna ona sunulan her şeyden vazgeçebilmesi ve davası adına ölümü bile göze alabilmesi Rojda’ya çok anlamlı geliyor. Bu yüzden nasıl yaşamalı, yaşam neye adanmalı gibi sorular düşüyor aklına. Çocukluktan beri gelen arayışlarına cevap olabileceği yerin Kürdistan dağları olduğuna karar verdiği zamanlarda, soluğu PKK’de alıyor. 2008 yılında dağlara geldiğinde yeni şervanlar eğitimi Xakurke alanında görüyor. Zagroslarda başlayan gerillacılık yaşamı 2011 yılına kadar da orada devam ediyor. Xakurke, Zap, Cilo alanlarında, yani Zagrosların en asi, en sert arazilerinde devrimci halk savaşı çerçevesinde en yaman çatışma ve savaşların yaşandığı zamanlarda Reşitlerin ve Rojinlerin komutasında gerillacılık yapıyor. Henüz yaşının çok genç olmasına rağmen, kendi isyancı, aykırı ve baş eğmez kişiliği sayesinde Zagroslarla öyle bütünleşiyor ki, sanki orada dünyaya gelmiş, hep oralıymış gibi. Derler ki, Zagros kendi gibi asi olanları yüreğinde saklarmış. Eğer onunla beraber yürümeyi bilirsen, seni asla yarı yolda bırakmayacak bir dosttur Zagros. Bu yüzden Zagroslarda başarılı bir pratiğin sahibi olmayı bildi. Önderliği gerilla için belirttiği ‘fırtına kişiliği’, henüz o yaşarken dahi yoldaşlarının ona söylediği bir tanımlamaydı. Rojda ‘fırtına kişiliği’ yaratmıştı kendinde Zagroslarda. O topraklarda gerillacılık yaptığı günlerde üzerine en çok yoğunlaştığı konulardan biri de devrimci halk savaşı ve gerillalaşmaydı. Rastgele, sıradan bir yaşamı kabul etmiyor, yaşadığı her günü, her anı tahlil ederek dersler çıkartan bir bilincin sahibi olmak istiyordu. Savaşın üzerine yoğunlaştığı Zagros günlerinde günlüğüne şunları yazmıştı: ‘’Savaş bir sanattır, sanat ise incelik isteyen bir şeydir. Aslında böyle incelikleri doğal bir şekilde geliştiren öz disiplin ve güçlü örgütlülüktür. Kendimize göre alışkanlıklarımız, bireyci ve keyfi yanlarımız bizleri örgütsel olarak güçten düşürür. Disiplin her ne kadar çoğuları için salt bazı dogmaları ve yaşamın özgürce akışı önüne konulan kuralları anımsatsa da, aslında tam tersi disiplini olmayan bir yaşam donuktur, akmaz.  Amaçlara bağlı olmak ne kadar önemliyse, amaçlara ulaşmak için doğru yol ve yöntemin arayışçısı olmak da o kadar önemlidir. Salt ruhsal bağlılıklar ile zafer elde edemeyeceğimiz anlaşılmıştır. Ruhi ve duygusal bağlılıklar kadar açık gözlü olmak, titiz ve disiplinli olmak, yaratıcılık önemlidir. Bu anlamda savaş her şeyden önce kendini yeniden yaratma işidir.’’ 2011 yılından sonra örgüt merkezinde gördüğü branş ve ideolojik eğitimlerden sonra 2013 yılında kendi topraklarına yani Rojhilat Kürdistan’ına geri döndü. Şaho ve Merivan olmak üzere Rojhilat Kürdistan’ın çetin arazilerinde gerillacılık yaptı. Zagroslarda kazandığı tecrübeler ile, orada kadın yoldaşlarına komutanlık yaptı. Esnek zekası, radikal tavırları, hesapsız yaklaşımları, pratikçi kişiliği, öğretici yanları ile iyi bir örgütleyici, güçlü bir komutan olarak kendini yaratmıştı. Uzun yıllar Rojhilat alanında onlarca gerillayı eğitti, gerilla birliklerini yürüttü ve bu yoğun pratiğin içerisinde partileşme, kadın özgürlük çizgisi ve savaş taktikleri konusunda kendisini eğitti ve geliştirdi. Parti yönetimi, Rojda arkadaşın pratik alanlardaki katılımını takip ediyor ve bu genç kadın gerillanın öncü kadın komutanlaşmasında önemli adımlar atabileceğini biliyordu. Bu yüzden 2021 yılında Rojda arkadaşın PAJK eğitimi görmesi uygun görüldü. PAJK eğitimi Rojda arkadaş için yıllarca içinde yer aldığı zorlu pratiğin sorgulanması, kendini yeniden yaratması için önemli bir zemindi. Eğitim günlerinde kadın kurtuluş ideolojisi ve savaşta kadın komutanlaşması üzerine yoğunlaştı. Bu konular üzerine şunları yazmıştı: ‘’PKK hareketinde kadının rolü çok önemli. Önderlik kadınları zaferin garantisi olarak tanımladı. Kadınların rolünü doğru oynamadığı bir yerde partileşme her zaman zayıftır. Partileşmenin zayıf  olduğu her yer de marjinalleşmeye açıktır. Kadın hareketi olarak her bir kazanımımız örgütün, Önderliğin kazanımıdır. Özgür yaşam mücadelemizde eğer başarılı olmak istiyorsak ve savaş alanlarında kadınlar olarak ‘biz de varız’ demek istiyorsak  ihtiyacımız olan en önemli şey partileşme ve askerleşme kültürüdür. Bu kültürün kişiliklerimizde oturtulması için radikal bir mücadele vermemiz gerekiyor.’’ Rojda Kotol bu yoğunlaşmalar ile 2021 yılının sonunda savaşın ve mücadelenin en çetin zamanlarının yaşandığı Zap alanına doğru yol aldı. O artık Zap alanının eyalet komutanıydı ve 2022 yılında yaşanan büyük Zap direnişini koordine eden komuta gücünün içinde yer alıyordu. Özellikle Kuro Jaro alanında işgalci Türk ordusuna karşı yapılan etkili eylemlerin gerçekleştirilmesinde önemli rol oynadı. Burada kazanılan zaferlerin, yaratılan büyük direniş gücünün açığa çıkmasında büyük çaba sahibi oldu. 12 Haziran 2022 tarihinde Zap alanında şahadete ulaştığında ardında yoldaşlarının bir daha hiç unutamayacağı izler bıraktı ardında. Zap gerilla gücü onun şahsında bir kadının yaşamda nasıl melekleştiğini, savaşta ise nasıl düşmana nasıl kan kusturabileceğini gördü. Zap direnişi bugün hala komutan Rojda ve onun gibi yüzlerce kahraman şehidin yarattığı büyük manevi değerler mirasının üzerinden büyük zaferler kazanıyor. HAZIRLAYAN: YJA STAR BASIN MERKEZİ