Dünyayı, evreni, canlıları yüreğinde büyütmüş bir Önderliği yazmak, anlatmak kesinlikle yetersiz kalacaktır. Bizim en temel ideolojik beslenme kaynağımız böyle bir Önderliği okuyup canlandırmaktır. ¨Anlamak özgürlüktür¨ diyor Önder APO. Okudukça derinleşiyor, derinleştikçe kendi özümüze dönüyoruz. Özümüzle bütünleştikçe Önderliğin felsefesini, ideolojisini anlama seviyesine ulaşıyoruz. Hiç kimsenin bize şu ana kadar veremediğini, vermediğini Önder APO yokluktan var ederek, biz Kürtlere ve özellikle de kadınlara verme çabasındadır. Önder APO tüm bunları bir halkın kendi kökünde, dilinde, özünde yaşayabilmesi için yaptı. Hiçbir zaman kendini düşünmeden, bireysel çıkarlara girmeden büyük düşünce ve mücadelesiyle kendini feda etti. Buna ilk olarak zihniyet devrimini gerçekleştirerek başladı. Bizler de APO klanının savaşçıları olarak her ne kadar yetersiz kalsak da Önder APO` nun fedaileriyiz. Bize düşen Önder APO`yu duygu boyutunda sevdiğimiz kadar ideolojik ve düşünce boyutunda da anlamak ve pratikleştirmektir. Bu konuda Önder APO her zaman bizleri eleştiriyor, kendimizi geliştirmememizin ve her şeyi Önder APO`nun omuzlarına bırakmamızın bir sonucu olarak Önder  APO düşman tarafından hedef alındı. Bu nedenle de Önder APO İmralı zindanına girmesine bir sebep olarak da bizlerin bu yetersiz yoldaşlık pratiğimizi gösterdi. Düşman Kürt halkına ve kadınlarına nefes olmuş bir Önderliği hedef alarak Kürtleri ve kadınlarını nefessiz bırakmak istiyor. Ama yaşananlar aslında düşmanın ne kadar yanıldığının bir kanıtı gibiydi. Önder APO fiziki olarak yanımızda olmasa da İmralı gibi bir işkence sisteminin içinde dahi düşünceleriyle, varlığıyla her an bizlere nefes olmaya devam etmiştir. Bu tabiki yine bizlerin yeteneklerinden ziyade Önder APO`nun bizleri onuruyla yaşayabilecek özgür, devrimci insanlar yapma arzusundan kaynağını almaktadır. Eğer bugün kadının varlığından, mücadelesinden bahsedebiliyorsak bunu tabi ki Önder APO`nun sonsuz çabalarına borçluyuz. Kadına savaştan, mücadeleden anlamayan, değersiz bir meta gözüyle bakılan bu sistemde tarih de sayfalarını kadına kapatmıştı. Önder APO kadının hak ettiği gerçek kimliğini tüm dünyanın gözleri önüne serdi. Bu özgür dağlarda kadını tanrıça kutsallığı mertebesine yükseltti. Kadının gerçek güzelliğini, iradesini, gücünü, Ş. Zilan, Ş. Bêrîtan kahramanlığında görmek mümkündür. Bêrîtanlaşmak; büyük bir yaşam iddiasıyla anda oluşmaktır. Bêrîtan yoldaş ölçüsüzlüğe, ilkesizliğe, parti içi sorunlara karşı çözümün komutan kişiliğini, teslimiyete ve ihanete karşı direnişin fedai kişiliğinin temsilini yaparak adını tarih sayfasına onurla, zaferle yazmayı başarmıştır. Heval Bêrîtan kendisini sürekli olarak Önderlik düşüncesiyle beslemiş, yaşamında da buna göre yaşayan bir komutan olmuştur. Yaşamı bütünlüklü ele alarak kendisini hem ideolojik hem de askeri anlamda geliştiren bir arkadaş olmuştur. Bir komutan olarak savaşta,  yaşamda yerini almış, her anlamda kendisini özgürlük savaşımıyla bütünleştirmiştir. Savaştıkça özgürleşen, özgürleştikçe güzelleşen , güzelleştikçe sevilen felsefesiyle Özgür Kadın Kimdir? sorusuna da en anlamlı cevabı yine kendi yaşam pratiği ile vermiştir. Bizim de Bêrîtan çizgisinde yaşayıp, bu çizginin ardılları olmamız ve layık olmamız onurlu bir yaşamın gereğidir. Önder APO`nun kadın onurunun, özgürlüğünün, gururunun direniş sembolü olarak tanımladığı Bêrîtan yoldaş sadece kadınlara değil, kadınla özgür yaşam temelinde yoldaşlık yapmak isteyen herkese ışık olmayı başarmıştır. Önder APO’yu anı anına okuyan, anlayan ve ilk defa Önder APO’nun romanının yazma kararlılığında olan Heval Bêrîtan Önder APO’ya olan bağlılığının sadece duygusal bir bağlılık olmadığını, duygusal olduğu kadar ideolojik bir anlama düzeyine ulaştığını göstermiştir. Kalemiyle, fikirleriyle, ideolojide ve örgütlemede başarılı olduğu kadar bu başarılarını askeri alana akıtmış savaş pratiğinde de koparıcı ve güçlü duruşuyla gerçek bir komutanın nasıl olması gerektiğini hepimize miras bırakmıştır. Savaştaki başarılı duruşu, yaşama olan sevdası, bu sevdasını ülkesiyle, özgürlük savaşımıyla birleştirmesiyle ¨TESLİM OL SANA BİR ŞEY YAPMAYACAĞIZ¨ çağrılarına  BIJÎ SEROK APO sloganını haykırarak kendisine takılmak istenen kölelik zincirlerini kırıp, özgürlüğün, direnişin, bağlılığın sembolü olmuştur. Bugün Heval Bêrîtan’ın en büyük hayallerinden biri olan ‘Sıra sıra kadın arkadaşların patikalardan süzüldüğünü görme’ isteği yerine gelmiş, kadın arkadaşlar her yerde kendi özgün birliklerini kurmuş, kadın ordulaşması sömürgeci faşist güçlere karşı savaşta öncülük yapar duruma gelmiştir. Büyük eylemiyle hayaline kavuşarak kadın ordulaşmasının öncü komutanı olmuştur. Ve şimdi bu dağlarda binlerce Bêrîtan, Zilan, Agit Avaşin`de, Metina`da, Zap`ta, Kürdistan`ın her karış toprağında özgürlük bayrağını dalgalandırıyor, bunun onurlu savaşını veriyor. Bizler de bu yolda, ancak  Bêrîtan çizgisinde yaşayarak ve mücadele ederek yetersiz yoldaşlığımızın öz eleştirisini gerçek anlamda verebilir, tarihe düşen bu karanlık günü aydınlığa evirebiliriz.