Bir direniş türküsü söylenmeye başlandı, bir isyan bayrağı dalgalandı. Adsız, kimliksiz bir halk yeniden canlandı hem de umudun zerresinin bile kalmadığı bir anda. Ölü toprak kalkarken yaşam yeniden canlanırken, unutulan direniş türküleri yeniden hep beraber söylendi. Eruh’da sıkılan ilk kurşun bir halka dayatılan kaderi öldürürken, korkuyu bu defa yok edip, yaşamı yarattı. Eruh büyük komutan Egit’le bir türküye dönüştü ve Kürdistan’da yepyeni bir süreci başlattı. PKK’nin söylediği türkü güzelliği tek değil yeni yaşamıda anlatıyordu bunun için sadece çölde değil, tüm cihanda dinlendi, dimlenmekle kalmadi herkesi bu türküye ortak etti. Bu türküye kulak verenlerden biride Nupelda oldu. Güler 1992’de yurtsever bir ailede dünyaya gelir. Botan halkının toprağa, özgürlüğe, kültürel değerlerine bağlı özelliklerini koruyan bir ailede büyür. Güler’de bu değerler içinde kişiliğini şekillendirir. Küçük yaşta pek çok haksızlığa şahitlik eder, bunlar kişiliğinde derin sorgulamalar yaratırken yaşam karşısında daha güçlü durur. İşgalcilerin her türlü zulmune daha küçük yaşta şahitlik eder. Eruh nasıl ki PKK tarihinde önemli bir yere sahipse, aynı zaman da düşmanında yoğun saldırılar gerçekleştirdiği ve politikalar uyguladığı bir yerdir. Bunun için her türlü katliamları yapmaktan çekinmezken, gençler üzerinde ise tüm asimile politikalarını uygular. Güler’in ailesi de bu katliamları yaşayan bir ailedir. Babası devlet tarafından şehit edilir, köyleri yakılır ve Siirt’e göç etmek zorunda kalırlar. Burda da baskılardan kurtulamazlar. Kürdistan’daki pek çok çocuk gibi o da erken büyüyenlerdendir. Daha küçük yaşta sorumluluk kaldıracak kadar olgundur, emek olgusuyla o yaşlarda tanışır ve aileye destek olabilmek için çalışmaya başlar. Bu süreçte yaşanan olaylarda her daim arayışını artırır. Düşmana olan öfkesi, alacağı intikamlar o kadar fazladır ki bu işgalcilerden bir an önce hesap sormak ister. Yerinin dağlar olduğunu bilir, zaten dağlara da gerillaya da yabancı değildir, O da her Botanlı çocuk gibi anlatılan kahramanlıklarla büyümüştür. Güler sadece ait olduğu yere gideceği günü bekler. Çocukluk hayali olan dağlara 2010’da ulaşır. Bu yeni yaşamında kendine verdiği isim Nupelda’dır. Yeni yaprak yani yeni bir yaşam, yeni bir oluşum, yenilikler güzellikler barındıran yeni bir yol. PKK’ye geldikten sonra ki süreci şu cümlelerle anlatır:  “PKK benim yeniden yaşadığım yer, aslında ben bundan önce yaşamamış, nefes almamış gibiydim, kendimi bulduğum yer burası” Böylece yeni yolunda Nupelda ismi onunla bütünleşir. İlk geldiği yer büyük komutanlar yaratan, Botan’ın en güzel ve en kutsal yerlerinden biri olan Gabar’dır. İlk gerilla adımlarını burada atar. Burda Gülbahar’ların, Nudalar’ın Çiçekler’in ve Adıllar’ın izine rastlar ve onların adımlarını takip eder. Gabar bağrında öyle komutanlar yetiştirir ki her biri ölümsüz birer komutandır. Nupelda hep duyduğu bu büyük komutanların mekanın da olmaktan kaynaklı çok mutludur. Bir yanda bunun verdiği ağırlığın da farkındadır. Yeni olmasına rağmen yaşamda ve gerillacılıkta çabuk pişer. Yaşama karşı meraklıdır, çabuk öğrenen bu genç kadın yoldaşlarının dikkatini çeker. Sanki hep bu dağlarda yaşamış gibi atik ve yaşama çabuk uyum sağlar. Botan’ın koşulları da onu gerillacılıkta oldukça geliştirirken, yaşanan yoldaşlık ilişkileri onun yüreğinde büyük bir yer edinir. Botan ona büyük tecrübeleri kazandırır. Uzun süre kaldığı Botan’dan hiç istemese de 2013’de ayrılır. Güney’e geçen Nupelda burda merkezi eğitimler görür. Burda gördüğü eğitimleri ve Botan’daki pratiğini birleştirince kişilik olarak kendinde büyük çıkışlar yaratır. Her zaman derin sorgulamaları olan Nupelda, yaşamda daha güçlü bir katılımın ve sürece doğru cevap olabilmenim arayışı içindedir. Kendini bir kadın olarak ele alırken güçlü yanlarını büyütürken, onu geriye çeken yanlarıyla da savaşır. O her zaman Önder APO’nun bu sözünü esas alır; “Başkalarını özgür kılmak isteyenler önce kendilerini özgür kılmayı bilmelidir’’ Bunun için önce kendine karşı sorgulayıcı ve radikaldır. Aynı zamanda yoldaşlarına karşı da anlayışlı olduğu kadar ilkelerde tavizsizdir. Cins mücadelesi onun en önemli gördüğü mücadeledir, bu konuda doğru bir mücadele tarzı yakalamak için kendini kadın kurtuluş ideolejisinde derinleştirmek için çaba harcar. Daha küçük yaşta sorumluluk almayı bilmiş ve zorluklarla mücadele etmiştir, bu özelliği PKK’de daha da gelişir ve anlamlaşır. Önder APO’nun yaratığı bu yaşama karşı, halkına karşı kendini sorumlu görür. Bu duygu ve bilinçle yaşama katılır ve mücadele eder. Nupelda yaşama heyecanlı, coşkulu katılışıyla APO’culuğun ruhunu yakalayanlardandır. Önder APO’nun savunmaları ekseninde her daim kendine yön verir ve derinleştirir. Apoculuk demek zoru tercih etmek, kolaya tenezül etmemektir. İşte Nupelda tam da böyle bir kadındır ve her zaman kendini en zor yere hazırlar ve önerir. Nerde zorluk varsa orda olmak, yoldaşlarına nefes olmak ister. O Botan kadınının doğal otoritesini, öncülüğünü PKK ile birleştiren genç bir kadındır. Fedakarlığı, cesareti, bağlılığı O’nu öncü bir genç kadın komutan yapar. O zor günlerin yoldaşıdır, duruşuyla, sevgisiyle her daim yoldaşlarının aradığı biridir. Doğal katılımı, içten yaklaşımları onu bu dağlarla bütünleştirirken, yanındaki yoldaşlarına da büyük güven verir. Yürüyüşü, bakışı, dağlarda açan uçurum çiçekleri gibidir. Herkesi kendine çeker. Nupelda bu defa bir komutan olarak çevirir yüzünü Botan’a. Botan onun yüreğinde her daim farklıdır. Çünkü ilk gerilla adımlarını burda atmıştır. Botan O’nun gönlünde her daim büyük komutanlarının yeridir. Botan’da olmak onlarla olmaktır, kendini her daim şehitlere karşı borçlu hiseder.  Önder APO’ya ve şehitlere layık olmak için daha da güçlü yaşama katılır. Eylem yapmak için her daim düşmanı gözler ve doğru zamanı bekler. Önder APO’ya cevap olmak, şehitlere layık olmak eylem yapmak, düşmanı vurmak demektir. Bunun için her zaman tarzda, taktikte derinleşmeyi esas alır. Duruşuyla, öncülüğüyle, cesareti ile sadece yoldaşlarının gönlünü değil, Botan’ın gönlünü de fetheder. Nupelda 2018’in bir sonbahar günü çok sevdiği Botan’da katılır ölümsüzler kervanına. Eruh’lu genç, yiğit bir kadın komutan olarak yer edinir tarihte. Ardından gelen genç kadınlara güzelliğin, mücadelenin, savaşın türküsünü bırakarak… Mücadele Arkadaşları