“Heyecanlanmamak elde değilmiş. Güneşi arkamıza aldık, bu temelde bir yolculuğa girdik. Amacımız bu Güneş’in ışınlarını tüm dünya ile paylaşmak bu temelde mücadele etmektir. Şu an burada da güneş gerçekten arkamızda ve Önderlik her zaman bizimle birliktedir. Bunu hissediyorum ve hissettirme mücadelesi içerisinde olacağız. Şu an bunun heyecanını da yaşıyorum... “

(ŞEHİT ARJÎN MÎRZA)

Güneş’in yolcularından, Güneş’in ışınlarından olan bir arkadaşın şehadetini sindirebilmek ve kabullenebilmek zor. Yerini doldurabilmek ise imkânsız... Her insan farklılıkları ve yaşama kattıkları ile evrende yer edinir. Mekân ve zaman kapsamında yaratımlarda bulunup, yaratmış oldukları ile de kendi zamanının ve mekanının ötesine geçip tarihsellik içerisinde yerini alır. Arjîn Arkadaşın şehadetini öğrenmek ve bunun bizler açısından yaratmış olduklarını anlatabilmek zor. Son yılların en çetin savaşlarının yürütüldüğü Girê Cudî Savaş bölgesinde yer alan, burada en zor şartlar altında görev ve sorumluluklarını canla başla ve heyecanla yerine getiren, mevzideki ve onu tanıyan tüm arkadaşlarının saygısını, sevgisini ve güvenini kazanmış bir militanı kısa bir yazı ile anlatabilmek daha da zor. Güneş’e olan yolculuğunun en zirvede olduğu bir dönemde tecrübesi ile, yoldaşlığı ile, yetenekleri ile ve en önemlisi de bağlılığı, fedakârlığı ve mütevaziliğiyle bu zorlu sürecin beklenmedik anlarında kişiliğiyle iz bırakandı Arjîn Arkadaş. Fedai yürüyüşü sürekli olarak artan bir tempo, yaratan bir üslup ve başaran, kazandıran bir tarz ile akıyor iken hem de! Kendisi Önderliğin öğrencisi ve savaşçısı, büyük bir anlam arayışcısıydı. Doktor, uzman sabotajcı ve daha birçok yeteneği olan ölümü daha yaşarken öldürmüş olan ve bu yönde hiçbir kaygısı olmayan Özel Kuvvetlerin rol ve misyonunun hakkını veren bir fedaiydi. Böylesi bir yoldaşımızın anısına ne söylenirse söylensin; onu anmak, onu anlatmak için ne yapılırsa yapılsın yetersiz kalacaktır. Ancak onun yaşam mücadelesini ve yaşamını anlatmak, tanımayan arkadaşlara hatta onu tanıyan arkadaşlara da bazı hislerimizi paylaşmak, Arjîn ve daha birçok ortak değerlerimiz olan şehitleri anlamak ve yaşamsallaştırmak açısından önemlidir. Aslında günlerdir Arjîn arkadaş üzerine düşünüyor ve yoğunlaşıyorum. Onu düşünürken onun şahsında bu süreçte şehitlik mertebesine ulaşan birçok yoldaşımız da geliyor aklıma. Sonuçta mücadelenin en zor şartlar altında devam ettiği bir dönem içerisindeyiz. 10 yıldır aralıksız, soluk soluğa devam eden bu savaş henüz hiçbir şey tamamlanmamış ve insan iradesini dahi aşan koşullarda da devam ediyor. Bu süreçte fedailer kurumu olarak birçok arkadaşın fedai öncülüğü de gelişti. Arjîn, Gabar, Armanç, Şahîn, Robîn ve daha birçok arkadaş bizim bulunduğumuz çalışmalar içerisinde yer almış ve düzenlemeleri gerçekleşince yıllardır bu anı beklercesine koşar adımlarla Batı Zap Bölgesinin yolunu tutmuşlardı. Arjîn arkadaşta bu şansa sahip olanlardandı. 2022 yılında doktor olarak Girê Cudî bölgesine düzenlendi ve orada birçok görev ve eylem içerisinde yer aldı. Umarım ki Arjîn arkadaşın Girê Cudî’de gerçekleştirmiş olduğu pratiği ve orada bulunduğu süreç içerisindeki katılımını, o savaşın sıcak koşullarında onunla yaşama şansına sahip olan arkadaşlar anlatırlar. Çünkü o süreçteki Arjîn arkadaşı anlatmak sadece onu ve mücadelesini anlatmak değildir. O süreçteki Arjîn arkadaşı anlatmak; gerilla bir doktorun savaşın ortasında imkânsızlıklardan nasıl imkânlar yarattığını anlatmak ve bunu çetin mücadeleyi insanlığa aktarmaktır. Bu yüzden bunu tarih açısından bir gereklilik olarak görüyorum. Düşmanın savaş tünellerimize yönelik gerçekleştirmiş olduğu saldırılar karşısında sınırlı ilaç ile birçok arkadaşın yaralanmasına ve sağlık sorunlarına cevap olmaya çalışan Arjîn arkadaşın buradaki müdahaleleri ve duruşu tarihe not edilmeye değer olduğu kadar bu mücadelenin hangi şartlar ve koşullar altında nasıl bir irade, bilinç ve kararlılıkla verildiğini anlamak, halkımıza anlatabilmek içinde elzemdir. Halklar tarihinde zalimlere, sömürgecilere ve insanlıktan nasibini almamış hegemon güçlere karşı büyük direnişler gerçekleştirilmiştir. Bunlar bin yıllardır destanlar ve mitler yolu ile anlatıla gelir. Resmi tarihin yazdıkları ise saltanatlıklar, imparatorluklar ve burnunun dibini dahi görmeyen krallıkların anlatımlarıdır. Girê Cudî direnişinin tanınması demek; ezilen halkların büyük mücadele tarihine yeni bir destan ve bu destanın yaşanmışlıklarının, bunları yaratanların tanınması demektir. Şiyar arkadaş Girê Cudî'de gelişen direnişi anarken ‘Vicdan Tepesi’ tanımlamasını gerçekleştirdi. Bu tanımlama aslında Girê Cudî direnişinin manevi yönünün tanımlanması açısından güzel bir niteleme. Tabi ki Girê Cudî'yi Tepe Cudî yapan arkadaşların ‘Vicdanı’ ile anlaşılırsa belki de daha yerinde olur bu tanımlama. Hürrem, Mazdek-Babekler’in, Seyit Rıza’ların torunlarının düşman karşısında kök söktürdüğü tarihteki en görkemli Dımdım Kalesi direnişini geride bırakan bir savaştır Girê Cudî Bölgesinde gerçekleşen savaş. Ve bu savaşın kahramanları vardır bilinmesi gereken. Adı gibi Şahin olan cesur bir yoldaşımız vardır mesela. Botan’ın direniş geleneğinden gelen ve usta bir savaşçı olarak düşmanın üzerine gülümseyerek giden Şahin Botan arkadaşın tanınması gerekir en başta. Heybetli fiziği ve cesaretiyle mitolojideki tanrılar gibi bir duruşu olan Haki arkadaşın anlatılması gerekir. Sonra bu kahramanların en güzel eylem arkadaşlarının, yani Medya, Adar ve Rênas arkadaşların bilinmesi, tanınması gerekir. Doğa’nın ve Sîdar’ın eylemselliklerinin hissedilmesi gerekir. İşte bu savaşçılardır savaşın böylesine nitelikli ve tarihi bir savaş olmasını sağlayan! Tüm bu kahraman savaşçılar içerisinde de Arjîn arkadaş vardır ki bu yiğitlerin hem yoldaşı, hem doktoru, hem de Önderliğin militanı olan… Vicdan Tepe’sinin Doktoru Arjîn arkadaşın henüz düzenlemesi Girê Cudî’ye yeni olmuş iken savaş içerisinde bulunan bir arkadaşın mevzi koşullarında sağlık eğitimi almamış ve bu konuda tecrübesi olmayan arkadaşlarca yaralanmasına müdahale edilmesi gerekiyordu. Arjîn arkadaş ile bu durum üzerine yoğunlaşırken ve arkadaşlara nasıl müdahale yapabileceklerini yazarken bile aslında Arjîn arkadaş o anda dahi acilen orada olması gerektiğinin bilincindeydi. Bir yandan arkadaşların yanında tecrübeli bir sağlıkçı arkadaş olmaması bir yandan da savaşın doğal sonucu olan yaralanmalar ve sağlık sorunlarına cevap olma istemi Arjîn arkadaşın daha istekli ve heyecanlı kılıyordu. Bununla birlikte duygu yüklü bir ruh hali içerisinde olduğunu da insan çok rahat hissedilebiliyordu. Var olan zorluklar içerisinde az kalacağını da bilse yoldaşlarına cevap olmak ve bir doktor olarak yaşam vermek istiyordu. Yaşam verme aşkı ile can yoldaşları ile vedalaştıktan sonra Girê Cudî’ye doğru yola çıktı. Bu yolculuğunun bir aşamasında bende onunla beraber yol alma, onunla beraber bu yürüyüşü hissetme şansına sahip oldum. Bir gecelik bir yürüyüş olsa da oldukça anlam yüklü ve unutulmayacak anlardan birisi oldu benim için. Arjîn arkadaş sırtında ağır çantası ile sabotaj ve sağlık malzemeleri ile yürümekte zorlanmasına rağmen gittiği yer de var olan ihtiyaçları bildiği için ne çantasını hafifletmeyi düşündü ne de yavaş bir tempo ile gitmeyi. Yüksek kararlılığı ve iradesinin yardımı ile fiziksel zorlanmalarına hiç aldırmadan kendisi ile birlikte götürebildiği kadar malzemesini de yanına aldı. Bu bilinç ile yürüdü ve düşmanın sözde denetime almış olduğunu sandığı Şehit Çekdar mevziisine hem ağır bir yük hem de partinin ona vermiş olduğu sorumluluklar ile birlikte ulaştı. Aslında Arjîn arkadaşın bundan sonrasını da anlatabilirim belki. Çünkü PKK içerisinde kendisini böylesine yaratmış bir militanın ideolojik, örgütsel ve sosyal açıdan kritik ve hassas süreçlerde nasıl davranabileceğini kestirebilmek çokta zor olmasa gerek. Onun oradaki anlarını bilmek için geçmiş süreçlerdeki katılımlarına bakmak bile çoğu zaman yeterli olabiliyor. Arjîn arkadaşın var olan fedai katılım tarzının Girê Cudî gibi tarihi bir savaş alanının içerisinde sıradan olması asla düşünülemez. Gökyüzündeki güneşe merdiven dayanmışsa eğer ve bu merdivenin her bir basamağı şehit arkadaşların yaratımları ve emekleri ile gerçekleştirilmişse Arjîn arkadaş bu basamaklarda yürümesini bilen ve yeni basamaklar ekleyerek mücadeleyi büyüten olmuştur. Hakikat Savaşçısı Arjin arkadaşın yoğunlaşmaları ve düşünceleri de karakteri ile bağlantılı olarak anlamlı ve derinlikliydi. İnsanı anlama çabası içerisinde olan bu temelde tarih, felsefe ve bilim başta olmak üzere birçok sosyal bilim alanında okuyan, düşünen ve yoldaşlık ilişkileri geliştiren, pratikleşme çabası gösteren anlam dünyası büyük olandı. Hallacı Mansur ile ilgili eline geçen bütün video, kitap ve belge ne olursa olsun mutlaka alıp incelerdi mesela. Nietzche'nin Zerdüşt felsefesini tartışandı. Buda'nın inancını ve yaşam biçimini anlatandı. Maria Cruie’den Hypatia'ya bilim alanındaki kadınların en meraklı insanıydı. Evrenin yaratılışına ilişkin olarak mekân ve zaman boyutunu anlama çabası ile kuantum ve evrim felsefesinin tarihsel ve güncel bilgi ve yorumlarını analiz eden, bilinçlenen yine tüm bunları Apocu felsefe temelinde temellendiren bir savaşçıydı. Kadın, aile ve toplumsal sorunlar gibi temel özgürlük problemi kapsamındaki tarihsel ve güncel problemler hakkında da düşünen, araştıran ve tartışan bir aydındı. 15 yıl sistem okullarında okuduktan sonra asimilasyon ve soykırım politikalarına karşı anlamlı ve soylu bir yaşam için gerilla mücadelesine katılan, gerillada sağlık çalışmalarından teknik-bilim çalışmalarına, sabotaj alanındaki uzmanlığına ve eğitmenciliğine, istihkam çalışmalarından tüm yaşamsal pratik, eğitim ve hassas çalışmalara hakkı ile katılan çok yönlü, esnek bir zihniyet dünyası ve el becerisi ile bulunduğu tüm alanlarda, çalışmalarda farkını ortaya koyan Arjîn arkadaşın yürüyüşü, katılımı ve parti içerisindeki her anı anlamla yüklüydü. Arjîn arkadaş sistemin ona verdiklerini, vaat ettiklerini kendisi için, toplum için yeterli görmedi. Tersine tüm bunları sistemin afyonları olarak değerlendirdiyse parti içerisinde de kendisine sıradan bir katılımı değil fedai bir katılım biçimini tercih etti. Bir fanusun içerisinde ölü bir kelebek olmak ona göre değildi. Her anını dolucasına yaşamak ve sürekli ateşe doğru gitmek, ki kendisi buna güneş ışığı diyor onun için esas olandı. Eğitimlerdeki konuşmalarını geçmişe dönüp baktığımda anımsadığımda o zaman içerisinde yapmış olduğu değerlendirmeleri çoğu zaman hakkı ile anlayamadığımı fark ettim. O zamanlar yapmış olduğu değerlendirmelere çoğu zaman takılıp espri konusu da yapardık. Hallacı Mansur'un düşüncelerini Nietzche tarzı aforizmalarla dile getirirdi. Aslında Önderliğin felsefesinde yaratmış olduğu derinleşmesinin ve tarihsel süreçler içerisinde hakikat kişiliklerinde vücut bulmuş kimi özelliklerin kendisinde olan yansımasıydı bunlar. Küçük kara balık böylece okyanusa açıldı. Sınırsız bir gelişme istemi, anlama ve görme-şahit olma amacı ile. Tarihi direniş içerisinde silahı elinde, sağlık çantası yanında ve mevzide kimin ne ihtiyacı varsa tecrübe ve yetenekleri ile orada bulunarak. Onu ve yoldaşlarını yutmak isteyenlerin karınlarını delecek kılıcı sürekli olarak yanındaydı. Korkusuzca, fedakârca ve maneviyat doluydu bu yürüyüş... Arjîn arkadaş tarihte böylesi zor koşullarda gerçekleştirmiş oldukları ile anılacak. Yarınlar için destan niteliğindeki bu mücadelede Arjîn arkadaşta yerini alacak. Zor zamanlarda ve yaratım anlarında büyük çıkışlar için sosyalizm mücadelesinde herkese büyük ilham kaynağı olacak...!