Kadınlar dünyada birçok orduda farklı görev alsalar da aktif cephe görevi veren ülke ordularının sayısı azınlıktadır. Kadınların askerlik tarihi, 4000 yıl öncesine uzanan bir dönemi ve birçok ulusu kapsar.
Eski çağlardan günümüze kadar kadınlar orduda belli başlı görevlerde bulunurlar. Özellikle 20. Yy başlarından itibaren kadınlar ordu bünyesinde sıhhiye, bilgi toplama, cephane taşıma gibi bilinen bazı alanlarda asker olarak görev yürütürler. 20. Yüz yılın sonu ve 21. Yüz yılın başından itibaren ise kadının ordu bünyesindeki görev alanları biraz daha genişler. Günümüzde birçok ülke ordularını kadın askerlere açmaktadırlar ancak kadının ordudaki yeri konusundaki tartışmalar da beraberinde sürmektedir.
Orduda kadının rolü dünya çapında modern ordularda hep tartışılan bir konu olur. Kadınların aktif savaş görevlerinden uzak tutulması ayrımcılık olarak nitelendirilmektedir. Tartışmanın tarafları iki cinsiyet arasındaki fiziksel ve zihinsel farklılıklardan bahsederken, savaş alanında diğer cinsi görmenin askerler üzerindeki etkisi de değerlendirilir. Dolayısıyla kadın askerler ordu bünyesinde yer almalarına rağmen ordu içerisinde zayıf cins muamelesi görmeye devam ederler.
Kadın savaşçılar tarih boyunca birçok uygarlıkta görülür. Bazı toplumlar ise kadınların savaşmasını kesinlikle yasaklar. Kimi örneklerde ise kadın asker sayısı erkeklere yaklaşır. Sovyetler Birliği II. Dünya Savaşında 800.000 kadın askeri bünyesinde barındırır, bunların %70’i cephede aktif savaşmıştır. Kadınlar orduda birçok görev alır. Günümüzdeki savaşlarda genelde cephe tanımı farklı olduğundan kadınlar sıhhiye, kontrol noktaları, konvoy eskort, itfaiye, istihkam gibi alanlarda da görev alırlar. Kadınlar dünyada birçok orduda farklı görev alsalar da aktif cephe görevi veren ülke ordularının sayısı oldukça azınlıktadır. Kadınlara aktif cephe görevi veren ülkeler arasında Yeni Zelanda, Kanada, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, Norveç, İsrail ve İsviçre gibi ülkeler sayılabilir. İngiltere, kadınları özellikle topçu görevleri için kullanırken, ABD genellikle savaş pilotu olarak görevlendirmektedir.
Kadına Orduda Yer Verilmemesinin Gerekçeleri
Tartışmanın iki tarafı da kendilerine göre güçlü kanıtlarla kendilerini haklı görmektedir. Bu kanıtların birçoğu erkeklerin kadınlara göre fiziksel olarak daha üstün olmalarını içerir. Ancak diğer bir husus da kadının savaş alanında bulunmasından ileri gelen manevi etkidir. Ordulardaki bu uygulama çok nadir görüldüğü için kanıtların test edilme imkânı sınırlıdır.
Fiziksel yetersizlik
Kadınların aktif savaş görevi almasının karşısına getirilen en büyük gerekçe, bir kadının fiziki olarak bir erkekten daha güçsüz olduğu ve karşısındaki erkek düşmanla savaşırken bunun bir dezavantaj olacağı anlayışıdır. Kadınların iskelet yapısı erkeklerinkine göre daha az yoğun olduğu için kırılmaya daha müsaittir. Bu yüzden özellikle havacılık alanında yüksek yer çekim kuvvetlerine maruz kalan savaş pilotlarının kadınlardan seçilmemesi gibi bir durum tavsiye edilmektedir. Ayrıca kadın sağlığının gerektirdiği hijyen ortamının yokluğu denizaltı mürettebatı olarak kadınların kabul edilmemesi için bir gerekçe olarak kullanılmaktadır. Ancak bunun aksine ortalama olarak daha kısa ve hafif olan kadınlar daha az hava tüketmekte ve denizaltı yolculuğu için ideal olmaktadır.
Psikolojik nedenler
Kadınların cephede ön saflarda savaşmalarına karşı sunulan argümanlardan biri de kadınların varlığının savaşan birliğin moralini etkilemesidir. Birçok asker, ön saflarda yapılması gereken önemli görevlerde kadın askerlere güvenmemektedir. Ayrıca kadın ve erkek askerler arasında olabilecek romantik yakınlaşmaların birliğin savaşma gücünü etkileyeceği belirtilmekte, birçok kadının ön saflardaki görevlerden kaçabilmek için bilerek hamile kalacağı iddia edilmektedir. Bir diğer argüman ise kadın askerlerin savaşan birliklere dahil edilmesi, esir olarak alınanların işkenceye ve hatta cinsel istismara maruz kalabilme ihtimalidir. Bu fikre karşı ise cephe gerisindeki kadın askerlerin de ele geçirilme ihtimali bulunduğu, bunlara ise ne yeterli silah ve teçhizat ne de kendilerini koruyabilecek kadar eğitim verildiği belirtilmektedir. Sonuçta gönüllü olarak orduya yazılan kişiler cinsiyetlerinden bağımsız olarak sorumluluklarının ve başlarına gelebileceklerin de farkında olmak zorundadırlar.
Cinsiyet Ayrımı Ve Gelenekler
Birçoklarına göre kadınların ordudan uzak tutulması cinsel ayrımcılığın son kalesidir. Kadınların askerlik alanından bu şekilde dışlanma nedeni geleneksel düşünce yapısıyla doğrudan ilişkisi vardır. Kadını askeri konularda çok zayıf gören eril akıla rağmen kadınların savaş alanında kazandığı başarılara dair tarihte birçok örnek bulunur. İkinci dünya savaşında Sovyetler birliğinde suikastçı kadınlar ve Kürdistan özgürlük mücadelesinde Kürt kadınlarının savaştaki başarıları bu duruma örnek verilebilinir.
Taktiksel Dezavantajlar
Asker ve tarihçi Dave Grossman’a göre özellikle kadın askerlere sahip ordusu bulunan İsrail ordusu kadınların ön saflarda bulunmasını yasaklamıştır. Buna gerekçe olarak, yaralı bir kadın askeri gören erkek askerlerin önlenemez ve içgüdüsel bir şekilde korumacı davranarak, görevi bırakıp yaralıya yardıma koşmaları belirtilmiştir. Ayrıca İsrail ordusu için önemli bir husus da düşmanını canlı yakalayarak ondan gerekli istihbaratı elde etmektir. Ancak İsrail’e karşı savaşan İslami savaşçılar kesinlikle bir kadın askere teslim olmamaktadır. Ancak işgal altındaki bölgelerde kadın askerin varlığının işgal altındaki bölge insanını daha az rahatsız ettiği de gözlemlenmiştir.
Bazı Ülkelerin Ordularında Kadın Askerlerin Konumu;
İSRAİL
İsrail ordusunda kadınlar birçok görevde bulunur. Hava kuvvetleri, bünyesine kadınları almama kararı alsa da 1994 yılında bu karar kaldırılır. Ayrıca kadınlara ön saflarda görev verilmemektedir. İsrailli kadınlar da erkekler gibi zorunlu askerlik hizmeti yapmakla yükümlüler. Mecburi hizmet süresi 2 yıl olup erkeklerin 3 yıllık hizmet süresinden daha kısadır.
İNGİLTERE
İngiliz ordusunda kadınlar amacı doğrudan düşmanla temas ve öldürme olan birlikler haricinde her görevde bulunabilirler. Bunlardan en bilinen örneği Kraliçe Boudica’dır. Iceni kabileleriyle beraber İngiltere’yi MS 62 yılında işgal eden Romalılara karşı savaşmıştır. 1776 Amerikan Bağımsızlık Savaşı’nda İngiliz ordusuyla beraber 5000 kadının bulunduğu tahmin edilir. Bunlardan çoğu subay ve askerlerin eşidir. Ayrıca aşçı ve hemşire olarak görev alanlar da bulunur. 1. Dünya Savaşı sırasında 1917 yılında Fransa’da kadınlara özel birlik kurulur ve birlik aşçı, hemşire vb. olarak görev yapar ancak subay olmalarına izin verilmez. 1992 yılında ise kadınlara özel birlikler lağvedilmiş, kadınlar erkeklerle eşit şartlarda kabul edilmiştir. Ayrıca Kraliçe II. Elizabeth sembolik de olsa tüm orduların başkomutanı görevindedir.
FİNLANDİYA
Finlandiya İç Savaşı sırasında Kızılların Naiskaarti adı altında kadın birlikleri bulunmaktadır. İç savaştan sonra kadınların ön saflardaki rolü azaltılmıştır. II. Dünya Savaşı sırasında Sovyetler Birliği ile Finlandiya arasındaki savaşta kadınlar oluşturulan cephe gerisi gerilla birliklerinde görev almışlardır. Finlandiya'da, 18-60 yaş aralığındaki her erkek için askerlik zorunludur. Kadınlar gönüllü olarak askerlik yapabiliyorlar. Zorunlu askerlik, özel nitelikler gerektiren erler için 362 gün, özel ve mesleki kabiliyet gerektiren görevler için eğitilen erler için 270 gün, diğer erler için 180 gün. Dini veya ahlaki nedenlerle silahlı askerlik yapmak istemeyenler, başvurmaları halinde 270-362 gün olmak üzere silahsız hizmetlerde görevlendirilir.
ALMANYA
1955 yılında oluşturulan Bundeswehr, NATO ülkeleri arasında en muhafazakar ordulardan birisidir. Bunun sebebinin Nazi iktidarı döneminde çok sayıda genç kadının orduya alınması olduğu söylenmektedir. Kadın askerler özellikle uçaksavar birliklerinde görev yapmışlardır.
LİBYA
Ordusunda kadın asker olan tek İslam devletidir. Albay Kaddafi’nin 200 kişilik özel muhafız birliği Amazon Muhafızları olarak bilinmekte ve sadece kadın askerlerden oluşmaktaydı.
NEPAL
Nepal Komünist Partisi’ne (Maoist) bağlı Halkın Bağımsızlık Ordusunun bir kısmı kadınlardan oluşmaktadır.
NORVEÇ
1995 yılında Norveç, denizaltılarda kadın askerlere izin veren ilk ülke olur. Bunlardan ilki Solveig Krey’dir.
Norveç'te, askerlik yükümlülüğü 19-44 yaş aralığına kadardır . Zorunlu askerlik hizmeti yasal olarak 19 aylık bir dönemi kapsar. Bu sürenin 12 ayı temel askerlik eğitimi, kalan süre ise yenileme eğitimi veya özel bir birlikte yıllık eğitim şeklindedir. Kadınlar gönüllü askerlik yapabilmektedir. Norveç ordusundaki bir diğer değişik uygulama ise kadın ve erkek askerlerin aynı kışlada uyumasıdır. Norveç Hükümeti tarafından uygulamaya konan ve ülkedeki kadın ve erkek nüfus arasındaki cinsiyet ayrımcılığını gidermeyi öngören bir program uygulanmaktadır.
RUSYA
II. Dünya Savaşı sırasında Sovyetler Birliği 1 milyona yakın kadını orduya almış ve keskin nişancı, makinalı tüfek birliği, tank mürettebatı gibi aktif cephe görevlerinde kullanılır. Ayrıca 1942 yılında oluşturulan kadın savaş pilotlar filosuna geceleyin Alman şehirlerini bombalama görevi verilir. (588. Gece Bombardıman Birliği, 46. Taman Muhafız Gece Bombalama Birliği) Bu savaş pilotları Polikarpov Po-2 uçaklarıyla özellikle Berlin üzerindeki hedeflere yönelir. Kadın savaş pilotları toplam 24 bin sorti yaparak 23 kahramanlık madalyası kazanırlar. Lidya Litvyak ve Yekaterina Budanova bugün hala anılan ünlü savaş pilotlarıdır. Piyade olarak ise keskin nişancı Lyudmila Pavlichenko 309 kişiyi öldürerek en başarılı keskin nişancılardan olur.
ABD
Amerikan İç Savaşı sırasında Sarah Rosetta Wakeman sahte isimle ve erkek taklidi yaparak orduya katılır ve Kuzey Ordusu’nda ön saflarda görev yapar. II. Dünya Savaşı sırasında kurulan kadın birlikleri çoğunlukla hemşirelik görevinde yer alırlar. Vietnam Savaşı’nda kadınlar daha çok hava kuvvetlerinde yer alır.
2003 yılında ABD, Irak’a saldırdığında ortaya çıkan savaşta kadın asker Jessica Lynch’in esir düşmesi ve kurtarılması özellikle ABD basını tarafından abartılı bir şekilde aktarılır. Ayrıca yine Irak’ta işgalci konumundaki ABD Ordusu mensubu Lynndie England ve Sabrina Harman Ebu Garip Hapishanesi’nde tutuklulara işkence ettikleri gerekçesiyle suçlu bulunurlar.
TÜRKİYE
Türkiye’de askerlik sadece erkeklere zorunludur kadınlar ise gönüllü olarak orduda yer alırlar. Türkiye’de resmi olarak tanınan ilk kadın asker Sabiha Gökçendir, 1938 Dersim soykırımında Sabiha Gökçen uçakla halkın üzerine bomba yağdıran kadındır. Daha sonraki yıllarda orduda kadın askerler sıhhiyeci olarak görev yaparlar. Özellikle 1980 sonrası kadın asker alımı gelişse de nicelik ve nitelik olarak görev ve yetki alanları sınırlı kılınır. Özellikle Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesinin 1990’lar sonrası kadın özgürlük çizgisinde hızla yükselişe geçmesi ile birlikte TC. ordusu kadın gerillaların nitelik ve nicelik büyümesi karşısında kendi ordusu içerisinde kadın asker sayısını çoğaltır ve 1994 yılında Ayşecikler adıyla operasyon bölgelerine bu kadınları getirerek gerilla savaşı karşısında kullanmak ister. Fakat TC devletinin bu kadın asker politikası fazla uzun sürmez.


