Bir dava vardı ki haklı ve haksızın düpedüz aşikâr olduğu. Bir dava vardı, en büyük suçlusunun ‘hâkim’ olduğu. Asırlar boyu talik edilerek artık kör düğüm halini almış olan, ‘haklı ve halklının hak tanımaza açtığı’ dava; mazlum Kürt Halkı’nın ülke davası…
Ülkesinden Gelen Feryat Ve İsyan Çığlıklarını Duyarak Büyüdü
1983 yılında Mardin’de yurtsever bir ortamda dünyaya geldi Özlem Seyhan. Sömürgeci Türk devletinin baskıları nedeniyle İstanbul’a göç etmek zorunda kalan ailesi hiçbir zaman ulusal değerlerine sırt çevirmedi. Uzun yıllar Kurdistan’dan uzak kalmalarına rağmen derinlerdeki Kürt kültürünü korumayı bildi ve yürekleri hep ülke topraklarında attı. Türkiye metropollerinde büyüyen Özlem, yüzü hep Kurdistan’a dönük bir şekilde yaşadı. O çocukluk yıllarındayken Kurdistan şehirlerinde görkemli başkaldırılar yaşanıyordu. Newroz partisi olan PKK’nin gelişiyle yeniden anlam kazanan Newroz’larda zulme karşı Demirci Kawa misali özgürlük meşaleleri yakılıyordu. Özlem bu direniş ruhundan müthiş bir coşku duyuyordu. Yaşadığı en özlü mutluluk; halkının, zalim düşmanını bertaraf ettiği anlar oluyordu. Yaşadığı duygular bilinçle buluşuyor ve giderek bir yaşam felsefesi halini alıyordu.
Günden güne, ülkesinde amansız başkaldırılar ve gerilla savaşları yaşanırken kendisinin düşmanın kalbi sayılan şehirlerde, işgalcinin diliyle okuduğu okulun, varlığına yapılan en büyük hakaretlerden biri olduğunu anladı. Giderek derinleşen bilinci ona derinlerden bir şeyler fısıldadı: “Bu sistem senin varlığına bir bütün düşman, görünen o süslenmiş mutlulukların hepsi sahte, en hakiki ve sadık insan ilişkileri dağlarda…” Bu derin ses en iç tarafından, en kendisi olduğu yerden geliyordu. Yaşamının her anında bu sese kulak vererek adımlar atıyordu. Hazmedemediği çok şey vardı. En çok da Kurdistan’daki çocukların mermi ve top sesleriyle uyanıyor olmasını yüreğine yediremiyor ve onları her daim özgür bir ülkede, güneşli bahar günlerinde oynarken hayal ediyordu.
Ve Özlem’in giderek biriken devrimci duyguları onu bir kararlaşmaya götürdü. Rêber Apo’nun özgürlük felsefesini tanıdı, derinden etkilendi ve komplonun ayak seslerinin duyulduğu yıllarda Tanrıça Zîlan misali kendisinin de canından fazla bir şeyi varsa bile bu davaya adaması gerektiği düşüncesinde karar kılarak saflara katıldı.
En Kutsal Bağlılık, Ülke Davasına Olandır
Her gerilla, dağ yaşamına başlarken kendi iradesiyle kendine yeni bir isim bulur. Özlem de adı her anıldığında ona yaşama ve savaşma azmi verecek olan Doza adını aldı. Doza… Doza Welat…Ülke Davası. O ömrünü adayacağı mücadelenin adına bürünür, içinde erir ve yeknesak olur. Ülkesiyle ilk sözleşmesini adıyla yapar. Hayal ettiği yoldaşlığı bulabildiği dağlar, çok kısa bir sürede Doza’ yı sardı sarmaladı. O kendini hiç olmadığı kadar özgür ve güçlü hissediyordu. İlk gerillacılığını Botan alanında yapan ve kısa bir zaman içerisinde gerillacılığı bir yaşam tarzına dönüştürebilen Doza arkadaş, aktif bir şekilde devrim görevlerini omuzlamaya başladı. Botan’da en çok da yurtsever halkın fedakârlıklarından etkilenen Doza arkadaş bu davayı zafere taşımadaki kararlılığını her geçen gün daha da biledi. Bir yıl Botan’da kaldıktan sonra Haftanîn alanına geçti. Haftanîn alanında temel eğitimlerini, gerilla pratiği içerisinde daha da pekiştirerek belli bir olgunlaşma yaşadı. Hesapsız bir şekilde her türlü göreve koşan Doza Arkadaş, her zaman yoldaşlığa büyük değer biçti, kendi öz emeği sayesinde arkadaşlarının derin sevgisi ve güvenini kazandı.
Ve Bağlılık İlkelerden Taviz Vermemektir…
1999 yılında Rêber Apo uluslararası bir komployla T.C. hükümetine teslim edildiğinde tüm Kürt halkının yaşamış olduğu atmosfer gerilla için daha da tarifi zor bir durum çıkarmıştı ortaya. Hiç akla bile getirilmek istenmeyen şey şimdi çok yakıcı bir gerçeklik olarak önlerinde duruyordu. Adeta bir fedailer ordusu halini alan ARGK gerillaları, sabredemiyor her an gidip düşmanın kalbinde kendilerini bomba yapmak için ısrarla eylem önerilerinde bulunuyordu. Doza Arkadaş da aynı atmosferi soluyordu. Apocu tarzı yakalamak demek fedailiğin bir diğer adıydı, işte o bu tarzı yakalayabilmek için kendini derinlemesine eğitti. Sarsılmaz ilkeler edinen ve sonuna kadar ilkelerine bağlı yaşamasını bilerek adım adım zafere yürüyen çetin bir Apocu oldu. Rêber Apo’nun yetersiz yoldaşlık eleştirisini çok ciddi bir biçimde gündemine aldı ve yeterli bir yoldaş olma iddia ve çabasını yaşamının her anında sergiledi.
Kürtler İçin Tarihiyle Ve Özüyle Buluşma Mekanıdır Zagroslar
Yoğunlaşmalarında yakaladığı kararlılık onu çelikleşen bir irade haline taşıdı. Devrimci yaşama karşı olan derin sorumluluk yaklaşımlarıyla doğal bir yaşam tarzı haline getirdiği öz disiplini onu başarıdan başarıya taşıdı. Zagros alanına geçen Doza Arkadaş, çetin Zagros coğrafyasında her zaman en zorlu görevlere talip olmasıyla yoldaşlarının hafızalarına kazındı. Burada günden güne Önderliğin Kadın Kurtuluş İdeolojisinde derinleşen yoğunlaşmalarıyla adım adım özgür kadın duruşuna doğru yol aldı. Eril egemen zihniyetin her türlü köleliğin başlatıcı ve derinleştirici aktörü olduğunu bilerek net bir duruşun sahibi oldu. Gerillacılığın yetenekleriyle kuşanan Doza Arkadaş hem savaşmasını hem de savaştırmasını bilen öncü bir YJA Star komutanı oldu.
Uzun yıllar Zagros’ların; Zap, Xakurke ve Xinêre alanlarında kalarak hesapsız bir biçimde verdiği emeklerle gerillanın alanda aktifleşip süreklileşmesinde büyük pay sahibi oldu. Cesaretiyle ve hedefteki kilitlenmesiyle üzerine gittiği her görevi başarıya taşıdı, yoldaşları içinde kendisine karşı sarsılmaz bir güven yarattı. Edindiği pratik tecrübelerin ardından yönünü Şehîd Bêrîtan Özgür Kadın Akademisi’ne verdi. Burada özgür kadın duruşu üzerine daha da yoğunlaşarak ileri düzeyde bir bilinç edinen Doza Arkadaş akademiden sonra özellikle bu boyutta daha çok sorumluluk üstlendi. Her zaman köle kadın duruşundan nefret ederek yaşamış olan Doza Arkadaş, özgür kadın duruşunu hem kendinde hem de çevrede yaratıp hâkim kılmak için amansız bir mücadele verdi. Yanındaki genç yoldaşlara PAJK kadın çizgisi duruşunun, savaşan kadın duruşu olduğunu öğretmeyi kutsal bir görev bildi.
Fizik Değil Fikirdir İnsanı Yürüten
Doza Arkadaş yoğun ısrarları üzerine 2008’de Erzurum gruplarına dahil oldu. Uzun soluklu yolculukların ardından hayal ettiği yere varan Doza arkadaşın ne yazık ki ağır sağlık sorunları yaşandı. Buna rağmen dönmek istemese de parti yönetimimiz tarafından çekilerek tedavi sürecine alındı. Önderliğin sözleriyle kendini yaşama ve savaşa kilitlemiş olan Doza Arkadaş, hiçbir zaman durmak nedir bilmedi. Çabucak toparlandı ve devrim görevlerine sarıldı. Sağlık sorunları olsa da çelikten iradesiyle dimdik bir mücadelenin sahibi oldu. Yapısı ve arkadaşları tarafından oldukça çok sevilen Komutan Doza, Önder Apo’nun fikirleriyle insanları eğitmeyi çok büyük bir tutkuyla gerçekleştirdi. Tekrar yoğun ısrarları üzerine 2015 yılında Kuzey gruplarına dahil oldu.
Amed, Davamızın Zaferini Kutlayacağımız Mekandır
Bu defa yolculuk Amed’eydi. Amed tüm Kürt halkının hayallerindeki ortak nokta…Orası, Sur’larında Önderlik ile buluşulacak ve zaferin kutlanacağı mekân. Orası mahşeri kitlelerin tek yürek olduğu, tek ses olduğu mekân. Orası Ortadoğu’nun kalbi ve asırlar boyu süren özgürlük susuzluğunu aştıracak olan akarsu kaynağı. Amed, Medlerin olan, bizim olan toprak ve Amed Doza’nın davasını yürüttüğü ülkesinin başkenti… Doza Arkadaş büyük bir coşkuyla adım adım dağları arşınlayarak gittiği Amed alanında Eyalet Komutanlığı düzeyinde sorumluluk üstlendi. Hiçbir ayrım yapmadan bölgedeki her türlü pratik çalışmadan tutalım yanındaki arkadaşların eğitimine kadar her şeyde sorumlu bir yaklaşım gösterdi. Çevresi için bir çözüm merkezi olabilmeyi başarabilen Doza Arkadaş, doğal otoritesiyle genç arkadaşları için hep örnek bir duruşun sahibi oldu. Her gece Amed Surları’ndaki mahşeri zafer buluşmasının hayaliyle uyuyup her güne, davası adına verdiği sözlerle uyandı.
24 Kasım 2016 tarihinde düşmanla yaşanan çatışmada son mermisine kadar savaşan Doza Arkadaş 6 yoldaşıyla beraber kahramanca şehadete ulaştı. 33 yıllık ömrüne 20 yıllık amansız savaşlar ve büyük başarılar sığdıran Doza Arkadaş, Kürt Kadın Mücadelesi için unutulmaz öncülerden oldu. İlkesel duruşuyla tüm yoldaşlarının yüreğini fetheden Doza Arkadaş hiçbir engel tanımayan engin bir irade timsali oldu. O tüm varlığını adadığı davanın adı oldu. Doza Welat, emeği, çabası ve duruşuyla özgürlük savaşını bir adım daha zafere taşıdı.
Mücadele Arkadaşları


