Yüreği özgürlüğe hasret bir kadındır Zîlan. Nasılki toprak suya, nehirler denizlere, denizler okyanusa, bülbül güle hasret ve sevdalıysa, Zîlan’da çocukluk hayali olan dağlara ve dağlarda yaşayan efsanevi kahramanlara o denli hasrettir. Zîlan kavuştuğu dağlara hala özlemle aşkla bakar, halkına ülkesine olan bağlılığı evren gibi sonsuzdur. Yoldaşlarına olan sevgisi, özgürlüğe olan tutkusu sınırsız olduğu gibi kavuşmaklada tükenmez. O yanındayken ve içindeykende özlem duyanlardandır.  Tıpkı bitmeyen bir türkü, bir şiir gibi... İsmini aldığı özgürlük tanrıçası gibi yüreğini adadığı bu yolda tüm hücrelerine kadar hakikat aşkıyla yanan asil bir savaşçıdır. Zîlan sevdikçe yaratan, yaratıkça sozsuzlaşanların mekanında, Zerdüşt’ün ateşgahında yüreğini, bilincini ve ruhunu arındıranlardandır. Arzu Yurtseverliği, direnişiyle bilinen Van’ın Qelqelî ilçesinde binlerce acıya, zulüme şahitlik etmiş, kimliğine ve köklerine derinden bağlı olan bir ailede dünyaya gelir. Büyüdüğü ortamdan yurtseverliği, toprağa bağlılığı öğrenir. Zîlan katliamının derin acısı halen de yakılan dengbejlerde, anlatılan hikayelerde ilk günkü gibi canlıdır. Unutulmasın diye bu katliam, nesilden nesile aktırılır. Arzu bu hikayelerle, dengbejlerle büyür. Anlatılan her hikayede kökleri kendi toprağında daha da güçlenirken yüreğinde halkının derin acısını hisseder. Büyüdükçe zulmün hala devam ettiğine daha yakından şahitlik eder. Arzu zulmün olduğu yerde direnmenin bir onur olduğunu bilir. Onun damarlarında da atalarından kalma baş eğmeyen, direniş ruhu vardır. Zarifelerin, Rindexanların, Beselerin direniş ruhu damarlarında gezmekte, onun ruhuna işlemektedir. Atalarından aldığı bu ruhu ona haksızlığa, zulme karşı sürekli olarak tavır aldırır.  Nasıl ki Kürt’ler her zulme başkaldırmış ve boyun eğmemiş ise ve sırtlarını dağlara dayamış ise bu günde dağlarda zülme karşı büyük bir direniş vardır. Arzu tıpkı büyüdüğü topraklar gibi dik duruşlu,ülkesi gibi güzel ve direngen çocuk her gün kendisiyle birlikte özgür yarınlar hayalini büyütüyordu. Arzu, PKK ismini ve gerillayı duyduğu anda artık yerinde duramaz ve o anda yüreği ve ruhu çoktan dağlara koşarken, kararını verir ve kararıyla sözlenir.  Böylelikle 2007’de yüreğini ve ruhunu bulmak için yürür Kurdistan dağlarına. Özlem duyduğu dağlara ulaştığında Zîlan Cudî ismini alır. Gerilla yaşamının zor olduğunu bilir, her zaman da öyle hayal etmişti. Hayallerden en zor olanını kurmuş ve ona yürümüştü. Dağlara vardığında Kürdün yaşam kaynağı olan mekanlarda yaşamanın zor olmadığını anlamıştı. Kürd’ün özünde dağlılık vardı. Kürtler dağlar ile bütünleşen bir kavimdi. Onun için dağlar onun asıl mekanı ve yuvasıydı. Eğer bir kürt yüreğini nadaslara bırakmamış ve hala dağların yüceliğini ve asiliğini barındırıyorsa, o dağları dağlar onu çabuk bağrına basar. Onun için dağlarda yaşamak, ve yol almak bir nehrin kendi yatağında aktması gibi akar yaşam. İşte Zîlan yüreğini nadaslara bırakmayan genç yürek, sistemlin tüm saldırılarından kendi özünü korumuştur. Böylelikle dağlarla çabuk bütünleşir. Dağların nasıl gerillayı sarıp sarmaladığını, Apocu felsefenin, güzelliğini, yaşam dolu oluşunu, yoldaşlığın sıcaklığı, mücadele etmenin huzurunu şimdi yaşıyordu. Gerilla yaşamına ilk adımlarını Xakurkê’de atar. Xakurkê’nin güzelliği yüreğini büyüler. Zîlan yeni savaşçılar eğitimin Xakurke’de görür. Gördüğü bu eğitimle Önder APO’nun felsefesini daha yakından tanırken, gerilla yaşamının inceliklerini öğrenir. Burdan edindiği ilk tecrübelerle dağlarda hiç durmadan yol alır. Kurdistan halkının acıları onu dağlara çeken ve yine Kurdistan halkının umutları, özlemleri, fedakarlıkları ve cesaretleri onu korkusuzca dağlarda yürüten bir savaşçıya dönüştürür. Yüreğinde halkına, toprağına ve Önder APO’ya olan sevdasını, bağlılığını her an daha da derinleştirir. Yaşama karşı oldukça duyarlı ve meraklıdır Zîlan. Büyük bir öğrenme isteği ile katılır yaşama yaşamın, savaşın tüm inceliklerini öğrenmek ve güçlü bir şekilde bu yolda yürüme idaasındadır. Yeni ve oldukça genç olmasına rağmen kararlı, çoşkulu, kendinden emin duruşu tüm yoldaşlarının dikkatini çeker. Zîlan ne istediğini bilen bir kadın olarak hakikat yolunda yürümeye adım atmıştır. Daha ilk adımlarında toprağını ezgisine kulak veren Zîlan toprağıyla bütünleşmek için kendini yaratım savaşın daha güçlü vermesi gerektiğinin farkındadır. Hakikat yolundaki ilk adımları sağlam ve bilinçle örülmelidir ki bu yolda zafere doğru yürüyebilsin. Zîlan sağlam bir yürüyüşe de ancak kendini Önder Apo ideolojisinde eritmekte, bir bütünen APOCU’laşmakta olduğunun farkındadır. Bunun için her adımda kendini büyük sancılarla yaratmayı, yüreğini ve ruhunu bir sevgi çağlayanı haline getirmeyi esas alarak  güneşe doğru, yol alır. İlk yolculuğunda umudu, inancı ve özgürlüğü heybesine sığdıran Zîlan bu defa dağları yüreğine sığdıran bir kadın olur. Zîlan sadeliği, cesareti, fedakar duruşu ve yarattığı büyük anlam dünyası ile dağlarda kendi özüne yavaş yavaş kavuşur. Mücadele ettikçe kendini, yoşdaşlarını, düşmanını daha iyi tanırken, zayıf yanlarınıda görerek kendini daha da güçlendirir. Gördüğü eğitimlerle özgür kadın ilkelerinde yeniden yaratarak yaşama büyük anlamlar yükleyerek savaşan özgürleşen ve toplumsallaşan kadın gerçekliğine daha da yaklaştırır. Önder APO’nun ışığıyla yenilmez bir zafer kişiliği kendisinde oluşturmak için büyük bir coşkuyla, aşkla mücadele eder. Kendini tek bir yönde geliştirmeyi eses almaz. Her yönüyle kendini geliştirirken bütünlüklü bir duruşu esas alır. Yaşama katılımı da bir suyun sadeliği ve saflığı gibi berak olan Zîlan, tüm yoldaşlarının çekim merkezi olurken, yoldaşlık ilişkilerinde her zaman ilkeli bir duruşu esas alır. Apocu ruhla kendini donatan Zîlan, işgalcilerle savaşıyla kadın komutanlaşmasıyla zafere yürüyen özgür kadının yenilmezliğini bir kez daha gösterir. Genç bir komutan olarak yaşamda ve partileşmede öncülük yapar. PAJK ve PKK kimliğini güçlü bir şekilde temsil etmek için tüm parti dışı anlayışlarla da, işgalcilerle de güçlü bir savaş yürütür. Anladığı kadar yapan, yaptığı her işe büyük anlam yükleyen Zîlan, komutasındaki yoldaşlarınada örnek olur. Büyük bir fedekarlıkla her işe koşturarak bir an olsun yerinde durmaz. Onun için yaşam emek harcandıkça güzel ve anlamlıdır. Dağları büyük hissederek yaşayan Zîlan özgürlüğe kanat açtığı andan itibaren asla durdurak bilmeden hakikat yolunda yürümeyi esas alan güzel dağ kadınlarından biri oldu. 9 yılık mücadele yaşamına, aşkı, bağlılığı, cesareti, yoldaşlığı, umudu, pes etmemeyi ve her koşulda apocu duruştaki ısrarı sığdırdı. 2016 da ilk gerilla adımlarını attığı, ilkleri yaşadığı Xakurkê alanında bu defa savaşta öncülük eden bir komutan olarak rol oynadı. İşgalcilerle girdiği savaşta cesurca şehadete yürüdü. Ardından mücadele etmenin güzelliğini ve Apocu’laşan kadının onurlu duruşunu bıraktı. Mücadele Arkadaşı