Avînar arkadaşın yıldönümü vesilesiyle bu yazıyı yazmak istedim. Değerli yoldaşları tarihe ve halkımıza anlatmak, bizim temel görevimizdir. Belki bu görevi tam olarak yerine getirmekte zayıf kaldığımı biliyor, bunu hissediyorum. Avînar yoldaş, aslen Uludere’de doğmuş ve büyümüştür. Sonrasında ise ailesi ve tüm köy halkı ile birlikte düşmanın yoğun yönelimleri ve büyük şiddetine maruz kalırlar. Düşman tarafından köylerinin tümü yakılır ve düşmanın tüm çirkefliğine ve vahşiliğine tanık olurlar. Kustuğu zulümlere maruz kalınır, şiddetin birçok biçimiyle yüz yüze gelinir. Böylelikle de bütün yönelimlere karşı büyük bir mücadele içinde köylerini terk edip, Maxmur’a giderler. Yol boyunca çok büyük zorlanmalar yaşarlar, fakat yine de her şeyi göze alarak, bir aylık zorlu bir yol sürecinin ardından sınırı geçerler. Hava saldırıları olurken, tüm çocuklar gibi Avînar yoldaş da savunmasız kalır. Düşman gerçekliğinden, zulmünden her söz açıldığında, derin düşüncelere dalar ve hep bu anılarından bahsederdi. Bunun için düşmana karşı çok kinliydi. Düşman gerçekliğini daha çok küçük yaşında görerek, yaşayarak ve tecrübe çıkararak tanımıştı. Bu gerçekliklerle büyümüş ve yüreğini de büyütmüştü. Bu nedenle de çatışmaya girerken, öfkesini, kinini düşmana göstermişti. Avînar arkadaş Maxmur’da büyümüştü, çok bilinçli bir arkadaştı. Örgütün birçok çalışmasında yer almış ve başarılı pratikler sergilemişti. Önderliğe derin bir bağlılık duymaktaydı. Her davranışında Önderliğe, yoldaşlığa ve yaşama olan bağlılığını yansıtıyordu. Avînar arkadaşı, yaşamını ve geçmişini anlatmaya gücümüz yetmiyor, keşke O’nu anlatabilecek bir dile kavuşabilsek, O’na layık olabilecek, O’nu gerçek anlamıyla anlatabilecek sözcükleri bulabilsek… Birlikte çok kalmamıza rağmen O’nu anlatabilmek çok zor. İdeolojik yetersizliklerimiz şehitlerimizi en layık oldukları biçimiyle anlatabilmemizi de engelliyor, oysaki şehitleri doğru anlatmak en temel görevimizdir. Kato’nun asi kızını, Avînar yoldaşı yazmak bu nedenle daha bir zorlaşıyor. Avînar arkadaşla ilk kez 2005 baharında tanıştım. Kuzeye gitmek için Haftanin’e gelmişti. Sonra düzenlemeler oldu, timime geldi. Birbirimizi o zaman tanımaya çalıştık. Kısa bir süre Haftanin’de kaldıktan sonra, Botan-Besta alanına geçtik. Yol süreçlerinde beraber çok güzel günler geçirdik. Moralimiz tüm zorluklara rağmen yüksekti. Kuzey’de olmanın derin heyecanını, sevincini yaşıyorduk, ayrıca daha öncesinden Kuzey’e geçen ve uzun süredir görmediğimiz arkadaşları görmenin de sevincini yaşıyorduk. Artık Kato’ya ulaşmıştık. Arkadaşları gördüğümüz an, bizim için yeniden doğuştu. Heval Avînar’ın gözbebekleri, arkadaşları görmemin sevinciyle ışıldıyordu. Hiçbir aksilik çıkmadan Besta alanına geçmiştik, hiçbir arkadaş sevinçten yerinde duramıyor, yorgunluğunu unutmuş, hareketlilik kazanmıştı. Avînar arkadaş bir an önce araziyi tanımak istiyordu. Pratik sahada gelişmeye çok açık bir insandı. Gerçekten de en kısa sürede araziyi tanıdı ve arkadaşlara öncülük yapacak düzeye ulaştı. Araziye hâkim ve inisiyatifliydi. Emeğiyle yoldaşların sevgisini kazanıyordu, çünkü emeğin bizim için erdemli bir aşk olduğunun bilincindeydi. Yaşamın tüm alanlarında sessiz bir akışkanlığa sahipti, kendini örgütleyen, kendini her şeyden sorumlu gören, neyi nerde yapacağını bilendi. Yaşam içerisinde çok sevilen bir arkadaştı. Hiçbir arkadaş Avînar arkadaştan rahatsızlık duymazdı. Bu nedenle ona ‘melek’ demeye başlamıştık. Gerçekten de melek yüzlüydü ve melek özelliklerine sahipti. Her arkadaş gibi ben de O’nu çok seviyordum. Kaç defa Avînar arkadaşın yanımıza gelmesini önerdim, fakat bazı nedenlerden dolayı gönderilmedi. Ama ona rağmen birbirimizi görüyorduk. Avînar arkadaş Kato Jirki’den hiç çıkmıyordu, oraları çok seviyordu, 3 yıl boyunca oradan çıkmadı. Kato’ya çok bağlanmıştı, adeta Kato’ya sevdalanmıştı. Kato’dan bir türlü çıkmıyor, ayrılamıyordu. 3 yıl boyunca kaldığı halde, ‘hiç sıkılmadan, usanmadan hep Kato’da kalacağım’ diyordu ve sözünü yerine getirerek en son Kato’da şehit düştü. Kato operasyonu çok kapsamlı bir operasyondu. İsmi, temizlik operasyonuydu. Düşman bu operasyonlarla Kato’da bir kişinin dahi sağ kalmamasını hedefliyordu. Bu operasyonda Kato’da 7 arkadaşımızı şehit verdik, fakat ona rağmen operasyon hedefine ulaşamadı, yarı yarıya boşa çıktı. Düşman bu operasyonda çeşitli biçimlerde ve yoğunca teknik kullandı, bu nedenle birçok konuda oldukça da zorlandık. Fakat bu yönelimlere karşı tüm arkadaşlar, büyük bir direniş sergiledi. Avînar arkadaşın da içinde bulunduğu bir grup arkadaş operasyondan çıkmak isterken pusuya düşüyorlar, bu nedenle de gece orada kalıp, gündüz çatışmaya giriyorlar. Avînar arkadaş akşama kadar ve mermileri bitene kadar iki silahla çatışıyor. Düşman bile iki silahla sonuna kadar kahramanca direnişini söylemiş ve bu nedenle de cenazesine karışmamıştı. Hem O’nu hem direnişini anlatabilmek gerçekten çok zor… Yaşamda bu denli sevgi ve saygı kazanan bir arkadaşı anlatmak belki de her şeyi dillendirmekten daha zor. Avînar arkadaş, savaşta neyi nerede yapacağını bilen, yaratıcı, taktikçi bir kadın gerillaydı. Savaşta çok kalmamıştı, ama kaldığı zaman içerisinde de savaşmayı çok çabuk öğrenmişti. Son çatışmada da bu pratiğini göstermiş, büyük bir direniş sergilemişti. Sabah saat 5’te girdiği çatışmada iki silahla akşama kadar son mermisine kadar çatışıyor ve teslimiyeti kabul etmiyor. Var olan gücüne dayanarak, en üst düzeyde bir direniş sergiliyor. Düşman bu direnişe karşı çözümsüz kalıyor, akşama kadar savaştıktan sonra Avînar arkadaşın mermileri bitiyor, tek olduğu için de bir yere gidemiyor, düşman da çok yoğun bir şekilde ateş ediyor ve arkadaş şehit düşüyor. Düşman Avînar arkadaşın üzerine giderken şok kalıyor, ne söyleyeceklerini bilemiyorlar. Askerlerin komutanı askerlere talimat veriyor, ‘buna bir şey yapmayın, kefiyesini üzerine atın, bu kadın çok kahramanca savaştı’ diyor. Karışmadan üzerini kefiyeyle örtüyorlar ve geri çekiliyorlar. Avînar arkadaşın direnişine karşı düşman bile saygı duymuştu. Aynı çatışmada şehit düşen arkadaşların cenazeleriyle çok vahşice oynanmıştı, ama Avînar yoldaşın direnişi, düşmanın üzerinde dahi büyük bir etki yaratmıştı. Geçen yıl bu ayda çıkan kapsamlı operasyonda, Avînar arkadaş da şehitler kervanına katıldı. Şahadetinin yıldönümü vesilesiyle bu yazıyı yazmayı ve anlatmayı bağlılığın bir gereği saydım. Avînar yoldaşın şahsında bütün şehitlere sahip çıkmanın ve layık olmanın temel görevlerimizden olduğunun bilincine ulaşmak gerekir. Gerçek yoldaşlık, ancak güçlü bir mücadeleden ve bu kutsal değerlere sahip çıkmaktan geçer… Dîcle FIRAT (SERHAT)
O, Direnişiyle Düşmanda Bile Saygı Uyandıran Bir Yoldaştı
- Ayrıntılar
- Görüntüleme: 322


