Tarihe Bakış
Önder Apo tüm yaşamı boyunca özgürlük için savaşmış ve mücadele etmiştir. Özgürlüğün somut bir gerçeklik olduğunu ve bu temelde yaşanılması gerektiğini belirtmekte ve bu temelde mücadelesine devam etmektedir. Önder Apo tüm çalışmalarını özgürlük merkezine oturtmuştur. Bir çok filozof, araştırmacı ve liderler özgürlüğe tanım koymuştur.
Fakat bunu en derinlikli ve dolu biçimde başarabilen sadece Önderliktir. Özgürlük arayışlarını başarıya ulaştırmak için emek veren Önder Apo, tarihte tekrarı çok yaşanmış olan yenilginin tekrar yaşanmaması için derinlikli araştırmalar yaparak ‘Nasıl özgürlüğe ulaşabiliriz’ sorusunun yanıtını bulmuş ve bu temelde tarihte yaşanan eksikliklerin kendinde tekrar etmemesi için somut çözüm ortaya koymuştur. Filozofların, aydınların hatta peygamberlerin bile istediği fakat ulaşamadığı özgürlük gerçeğinde açığa çıkan eksiklik ve yöntem sorunları amaca ulaşmaya en büyük neden olmuştur. Bu temelde Önder Apo ciddi araştırmalar yapmış, tecrübeler çıkarmış ve farklı bir biçimde toplum için somut bir alternatif açığa çıkartmıştır. Özgürlüğe ulaşmak için kullanılan yöntemler çok önemlidir. Önder Apo bu konuda öncelikli olarak sağlam bir temel attı. Bu temel tarihe bakış açısı, topluma bakış açısı değişmeli ve gözlemimiz, birikimimiz, bilincimiz gerçek anlamında hakikati ifade edebilmelidir. Bu temelde kullanılan yol ve yöntemlerde sonuç olarak bizleri özgürlüğe ulaştırmalıdır. Bu esasta hiçbir şekilde varolan otorite ya da devlet yöntemiyle hiçbir şekilde işimiz olmamalıdır. Tarihe bakış açısıyla kapsamlı bir biçimde ele almaya başlayabiliriz. Tarihe yanlış bakış açısı kişiye bir çok şey kaybettireceği gibi aynı zamanda yanlış anlama nedeniyle yanlış yorumlanabilmeyede açıktır. Pozitivist bilim de toplumu ve toplum konularını araştırmaktadır. Bizlerin düşünceside bu bilimden etkilenmiştir. Bu yaklaşım basit ele alınmamalıdır. Çünkü zihniyet biçimi, bakış açısı, düşünme tarzı bu tür şeylerin etkisindeyse Önderliği anlamak ve hakikate ifade etmede ve ulaşmada kişi zorluk yaşar. Bu temelde Önderlik ilk olarak Zihin alanlarını temizlemek gerektiğine vurgu yapmıştır. Zihinde var olan kirlilikler, yanlış bilgiler ve alışmışlıklar öncelikli vazgeçmek önemlidir. Yanlış bilinenlerde bir düzeltilme yapılmalıdır ki yeni paradigma doğru anlaşılsın. Bu temelde Demokratik Modernite inşasına başlamadan önce Önder Apo değiştirdiği paradigmayı somutlaştırarak ilk adımı atmaktadır. Tarihe bakış önemlidir, tarih doğru ele alınmalıdır. Tarih nedir sorusuna akademi öğrencileri şu şekilde cevap vermektedirler; Berivan Arkadaş: ‘Tarih; insanın kimliğidir. Bana göre tarih doğal toplumdan önce başlamıştır.’ Serhildan Arkadaş: ‘Tarih; toplumun kimliğidir ve doğal toplumla başlamaktadır.’ Rocyar Arkadaş: ‘Tarih; geçen andır ve insan oluşumundan başlamaktadır.’ Jiyan Arkadaş; ‘Tarih önemlidir, şimdiki zaman için tecrübe çıkarma açısından önemli bir olgudur.’ Arvin Arkadaş: ‘Tarih; deyince aklıma dünyanın oluşumu gelmektedir. Geçmiş ve gelecek zamandır aslında. Aynı zamanda şimdiki zamandır tarih.’ Sara Arkadaş; ‘Tarih; dün, bugün ve yarındır. Amaç tecrübe edinmek ve ders çıkartmaktır.’ Güven Arkadaş; ‘Yaşanmışlıklar ve edinen tecrübelerdir.’ Tarihi tek kelimeyle ele almak yeterli olmamaktadır. Her arkadaş bir şekilde ele aldı, aslında tarih hepsinin bileşimidir. Bu konuda Önderliğin bakış açısı çok önemlidir. Önderliğin bakış açısı ise şu temeldedir. ‘ Tarih oluş anıdır, oluşumun zamanı yani oluşumun süresidir.’ Buna tarih diyoruz bu temelde yeni bakış açıları geliştirmeli ve öğrenmeliyiz. Tarih; oluşum aşamasını anlama ve yorumlayabilmedir. Birşeyin oluşabilmesi ve açığa çıkarılması için bir oluşum süreci gerekmektedir. Örneğin tekniki bir malzemenin oluşumundan sonrada bir süreci vardır. Oluşumundan sonra neler olmuş, ne kadar kullanılmış, kimler kullanmış, neler olmuş vs. bunların hepsinin toplamı bu malzemenin tarihi olur. Belirttiğimiz gibi Önderliğin tanımlamasına göre oluşumun süresi, oluşumun zamanına tarih denilir. Bir farklı deyimle oluşumun zamanını ve süresini anlayabilme ve yorumlayabilme gücüne ulaşabilmektir. Bu bakış açısı herşey için geçerlidir. Dile getirilen değerlendirmeler yanlış değildir. Bizlerden önce söylenilenlerde yanlış değildi fakat yeterli de değildir tam anlamıyla istenileni karşılamamaktadır. Önderliğimiz kendi bakış açısıyla tarihe yeni bir tanımlama getirmiştir. Tarihi dopru anlamak ve tanımlayabilmek içinönce yanlış olanı bulmak gerekmektedir. Çünkü eleyeceğimiz her yanlış bizleri daha çok doğruya yaklaştıracaktır. Örneğin kapitalist güçlerin tarihe dair açığa çıkardığı şey nedir? Tarihi kendiyle başlatmasıdır. Bu bakış açısıyla ortaya çıkan nedir? Kendinden öncekini yaşanmamış görerek yok saymak, görmemezlikten gelerek, tarihi kendisiyle başlatmasıdır. Bu anlayış kendini tarihin merkezi haline getirme anlayışıdır. Bu yanlış anlayış genellikle egemen güçlerin açığa çıkardığı bir anlayış tarzıdır. Burada ‘Tarihin Babası’ olarak bilinen Heredot’un örneğini verebiliriz. Önderlikte değerlendirmelerinde bir çok yerde Heredot’tan örnekler vermiştir. Heredot çok gezmiş, çok görmüş ve çok okumuştur. Zaten kaleme aldığı kitabına da ‘Tarihte Neler Oldu?’ adını vermiştir. Buna rağmen ele alış tarzı ve bakış açısı yeterli değildir. Biz buna Heredotçu tarih anlayışı diyoruz. Çünkü Heredot’un bakış açısına göre tarih anlayışı; sadece olay ve kahramandan ibarettir. Ona göre tarih, sanki bazı yerlerde bazı kahramanlar var bu kahramanlara yer verilmiş ve yaşanılan olaylar ele alınmıştır. Ele alınan olaylarda enteresan olaylardır. Heredot’un anlayışına göre tarih o dur. Bu yeterli bir bakış açısı olmadığı gibi aynı zamanda da yanlıştır. Çünkü tarih sadece bir kaç olay ve bir kaç kişiyle ele alınamaz. Tarih tabiki de yiğitleri ele alıp onların hakkını vermeli, bizim yetersiz bulduğumuz yan tarihin sadece bu temelde ele alınmasının yetersiz ve yanlış olduğudur. Bu tarz yaklaşımdan kaynaklı Heredotçu tarih anlayışı diyoruz. Bizlerde aynı hataya düşmemek için bu temelde ele alıp, yaklaşmamalıyız. Devam Edecek... Şehit Beritan Özgür Kadın Akademisi Demokratik Modernite dersinden derlenmiştir.


