ŞEHİT AVÎNAR JIN ZERDEŞT Evrende her şey bir özden yaratılmıştır. O büyük patlamadan bu yana bu öz hesaplanmayacak denli değişime tabii oldu; evrimler atlattı, başkalaşımlar yaşadı ve birçok bozuluma da uğradı ne yazık ki. Şimdi gördüğümüz, duyduğumuz veya dokunduğumuz her şey bu özün başkalaşmış, evrim geçirmiş veya bozulmuş halini taşımaktadır.

Çok fazlaca bir bozulma yaşayan öz, özgülüğünü kaybetmiş sayılırken, özü koruyarak yaşanan değişimler ise hakikati temsil eder. İnsanlık bu evrim, başkalaşım ve bozulumları en yoğun haliyle yaşadı. Fiziki olarak yaşadığı evrimi tamamlamış sayılan insanlık, mantalite olarak ise evrimini büyük bir hızla yaşamaya devam etmektedir. Neolitik devrimden, uygarlığın şahlanmasına, endüstri devriminden günümüz yapay zekâ devrimine dek insanlık büyük mantalite değişimlerinden geçti, geçiyor. Tabii bu süreçte büyük bozulumlar da yaşadı insanlık, sapmalar yaşadı. Bu hızlı ve yoğun bir şekilde değişen mantalitede hakikatten sapmamak veya başka bir tabirle hakikate giden yoldan sapmamak kolay olamazdı tabi ki. Şimdi heterojen bir durumu yaşıyor insanlık. Her kesim, her birey farklı oranlarda yaşıyor bu özü. Özlü insan ve özü boşaltılmış insan nasıl ayırt ediliyor. Nedir bu işin turnusol kâğıdı? Bana sorarsanız geçip giderken ardında bıraktığı ayak izidir. O ayak izi ne kadar kararlıdır, yönü ne kadar nettir ve hangi yollarda bırakılmıştır, bu yollar ne tür yollardır, nereye çıkarlar? Yalnız mıdır bu ayak izi, yanında başkalarının izi var mıdır? Yanındakilerle ne kadar eşittir ne kadar benzer ne kadar farklıdır bu ayak izi? Ve herhalde en çok da bu izin nerede bittiğidir önemli olan. İşte yine Kurdistan’ın kutsal dağlarında biten bir ayak izinin ardına veriyoruz; onun izinde öz, onun izinde hakikat, onun izinde insanlığı buluyoruz. Kararlı, yönünden sapmamış, yanındakilerle bir olmuş bir iz. İstikametin kendisi olmuş kadar içinde amacını yansıtan, durmadan bu amaca yol alan bir iz. Şimdi bu izin hikayesine gidelim; Rozan Vildan Kızmaz Amed’de dünyaya geldi. İnsanlık tarihinde ilk yerleşim yerlerine sahiplik yapan bu kadim kent, Rozan’ın da ilk ayak izlerinin düştüğü yerdir aynı zamanda. Yurtsever ve insani değerlerine büyük bir bağlılık gösteren ailesi Rozanın ilk adımlarını belirledi. İşgal altındaki bir yurdun yurtseverliğini yapmak isyan kişiliğinin oluşumu demektir ki Rozan’da bu isyan büyük bir renge sahiptir. Çocukluk yıllarında yaşamaya başladığı çelişkilerin ardı sıra bir çözüm arayışına girer ve arayışın hiç bitmeyeceği bir yolculuğa başlar. Sistem okullarında 15 yıl boyunca okuyan Rozan, yanlışı derinden fark eden nadide kişilerden biridir. Sistemin havasına kapılmaz, sistemin tanrılarına bağnazca bağlanıp onun ölçülerine göre kendini tartmaz. Hakikati ve özü büyük bir susamışlıkla arar durur. 2009 yılında gerilla saflarına katılan abisi Merîvan, başladığı yol ile artık Rozan için de bir meşale yakarak onun da kendi yolunu bulabilmesi için bir ışık kaynağı olacaktır. 2012 de bu etkilenmenin yanı sıra Rojava da alevlenen özgürlük meşalesinin aydınlığı onu keskin bir yol ayrımına getirir ve gerilla saflarına katılım kararı verir. Rotasını net bir şekilde belirlediği bu yolda adını Avînar koyar. Avînar Jin Zerdeşt, ilk gerilla eğitimini gördüğü Metîna da büyük gelişmeler yaşar. Artık attığı adımların dağ patikalarında bıraktığı izler iradeyle kazınmış, özgürleşme azmiyle doldurulmuştur. Artık o izler bu demden sonra parıldamaya başlar. Hakikati ve özü arayan herkes için yürünecek yol artık onun da izleriyle daha da aydınlanmıştır. Devrimci halk savaşı ateşinin harlandığı 2012 yılında, Karataş eylemine aktif bir şekilde katılan abisi ve yoldaşı Merîvan Amed bu eylemde son mermisine kadar çatışır, kanının son damlasına kadar direnip şehadete ulaşır. Abisi ve yoldaşı Merivan’ın gerillaya katılımından devrime daha çok atılma bakımından etkilenen Avînar, onun şehadetinden de bir o kadar etkilenir. Onun için bu şehadet devrime daha yoğun bir şekilde atılmanın startı olur. Bu etkilenmenin yarattığı etkilenmeyle savaşın aktif olarak sürdüğü alanlara gitmek için yoğun önerilerde bulunur. Net olarak istediği bu yolda büyük ısrarları sonucunda Xakûrkê alanına geçer. 2013 yılında Xakûrkê alanına geçen Avînar burada 6 yıl boyunca kesintisiz bir şekilde devrim görevlerini üstlenir. Savaşçılıktan komutanlığa, öğrencilikten eğitmenliğe dek o hem öğrenen hem öğretendir hem uygulayan hem de uygulayandır. Xakûrkê alanında ayak basılmadık yer bırakmayan Avînar, alanın en çok tanınıp sevilen, öncülerinden olmuştur. Peşi sıra gittiği kutsallara da onun ardından gelenlere de büyük değer biçen Avînar’ın kendisi de çok büyük bir değer haline gelmişti. Verdiği hesapsız emekle, yalın ve sade yoldaşlığıyla, devrim yürüyüşündeki kararlığıyla Avînar bulunduğu ortama her zaman bir çekicilik kazandırır. Zorlu, çetin ama bir o kadar da asil dağ koşullarda pişip şekillendikçe Avînar sahip olduğu doğal özü daha da pekiştirir. O giderek özden uzaklaşan ya da özü boşaltanlardan değildir. O özü büyüten, özü güçlendirendir. Onun içindir ki anlatmakla anlaşılmaz ve anlaşılması için de teori gerektirmez. Yalındır, herkesten bir parçadır, olduğu ve göründüğü gibidir. 5 Ağustos 2016 tarihinde yapılan Geniş Tepe eyleminde büyük bir cesaret ve kararlılıkla yürüyen Avînar düşmanına vururken kendini ve halkını var etmiş, soykırımcı ve inkârcı düşmana, en yaman bir şekilde varlığı göstermiştir. Düşman ordunu yerinden sarsan bu eylemde Avînar büyük bir intikam duygusuyla hücuma geçmiş ve işgale karşı asil bir tavır sergilemiştir. 2018 yılında işgal saldırılarını tırmandıran T.C. ordusu Xakûrkê dağları üzerine yürüdüğünde Avînar en ön saflardan biri olan Lelîkan tepesindeydi. Operasyonun başladığı ilk andan itibaren olağan üstü bir katılımla savaşa sarılan Avînar, bu savaşta kendisini bir yılmaz bir savaşçı ve komutan olarak ortaya koyar. Alanın eski ve tecrübelilerinden olarak Avînar hep önde yürüyen, fermanı verip bu fermanı da ilk uygulayan oldu. T.C faşizminin çökertme planı çerçevesinde başlatmış olduğu yeni işgal harekatları serisine ilk elden cevap veren ve Bêrîtanca bir savaşçılığı sergileyen Avînar tüm yoldaşları içinde bir güven kaynağı olarak savaş perspektifini belirleyen ve en önde uygulayandır. Yiğit bir şekilde işgal operasyonunu karşılayan bu asil kadın 6 Nisan 2018 tarihinde Xakûrkê de ölümsüzleşiyor. O güzel ve kocaman özüyle kendisini yeni bir yaşama dönüştürüyor. Özgürlüğe çağrısı dağ dağ yankılanıyor, patikalardan onun ayak izlerinin ışıltısı yükseliyor. Şimdi Amed’den Xakûrkê’ye dek ardında bıraktığı izlerin ışıltısı, özün ve özgürlüğün yolunu aydınlatmakta. Avînar Jin Zerdeşt, özlü bir Kürt kadını, özlü bir yoldaş, özlü bir öncü ve özlü bir devrimci olarak yaşamı en yalın ve yoğun haliyle yaşadı. Yaşadığı yaşamı yarattı ve dişini tırnağına takarak ördüğü bu yeni yaşamı ülkesinin masum yürekli çocuklarına armağan etti. Onu ardında bıraktığı izlerden tanımaya çalıştık. Ardında bıraktığı izler öyle kararlı, öyle berraktır ki ardından gelenler için özgürlüğe giden yolu bulmak artık çok daha kolay olacaktır. Mücadele Arkadaşı